04:12

Türkçüligiñ millet derejesi ýa-da başga tüýsli türk dünýäsi

Категория: Edebi makalalar | Просмотров: 277 | Добавил: Gökböri | Теги: Saadetdin Gömeç | Рейтинг: 0.0/0
Awtoryň başga makalalary

Edebi makalalar bölümiň başga makalalary


Teswirleriň ählisi: 3
0
1 Gökböri  
136
TIKA’da danışmanlık yaptığımız sırada, 1992 senesinin sonlarına doğru Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a bir fuar münasebetiyle gitme imkânı bulduk. Beraberimizde götürdüğümüz kitap, dergi ve Türkiye’yi anlatan broşür ve filmlerle ülkemizin tanıtacaktık. Çeşitli kuruluşlar ve Diyanet İşleri Başkanlığının sağladığı başta Kur’an olmak üzere değişik kitapları Türkmenlere ücretsiz olarak dağıtıyorduk. Bulunduğumuz yere sürekli insanlar geliyor, kitaplardan ve dergilerden alıp, gidiyorlardı. Bu insanlar arasında iki kişi dikkatimizi çekti. Yanımıza geliyorlar, biraz bekleyip sonra dönüyorlardı. Bu hareketi üç/dört defa tekrarladılar. İlk başta onları Kur’an almak için gelenlerden sandım. Kendilerini yanıma buyur ettim ve “Kur’an mı istiyorsunuz” diye sordum. “Yok, biz daha önce aldık. Ama bizler, size bir şey söylemek istiyoruz” diyorlardı. “Nedir” dedim. “Biz Türkiye’den gelen insanları ilk defa görüyoruz. Sovyetler zamanında Türkiye adını sadece haritalarda görebiliyorduk ve bize yalnızca en büyük Türk olarak Nazım Hikmetof’u anlattılar; dileğimiz sizleri konuk etmek” dediler. Hiç tereddütsüzce bu saf insanların isteğine olumlu cevap verdim. “Öyleyse biz sizi akşam buradan alırız” deyip, ayrıldılar. Yanımdakilerin bazıları çekindiklerinden, benimle gelemediler. Çünkü bütün eski Sovyet ülkelerinde olduğu gibi Türkmenistan’da da, bu ilk yıllarda güvenlik tam manasıyla sağlanamamıştı. Her ikisin adı da Sapar olan bu temiz Türkmenler akşam eski bir Jiguli marka arabayla gelip, beni ve üç Türkiyeliyi daha aldılar. Oturdukları yer Aşkabat’ın 40/50 km dışında, Kopet Dağlarına doğru bir kasaba idi. Birisinin güneş enerjisi mühendisi olduğunu öğrendiğimiz Saparlardan önce mühendis olanının evine konuk olduk. Evin içi ana/baba günü gibiydi. Salona doluşmuş insanlar Türkiye’den gelenleri merak ediyorlar, ilgi ve heyecanla bizlere bakıyorlardı. Neleri var, neleri yok bir yer sofrası hazırlamışlardı. Bin yıl önce gittiğimiz topraklarda, bin yıl sonra yine hüzünle kucaklaştık. Bizi öyle sıcak karşıladılar ki, o insanların Türk’e ve Türkiye’ye hasretini hala unutamıyorum. Türk milletinin ruhundaki bu kardeşlik duygusu öldürülemediği müddetçe, Turan ülküsünü kim söndürebilir? Soruyorum sizlere!

0
2 Gökböri  
136
"Evin içi ana/baba günü gibiydi...
Neleri var, neleri yok bir yer sofrası hazırlamışlardı. Bin yıl önce gittiğimiz topraklarda, bin yıl sonra yine hüzünle kucaklaştık."

- diýip, awtor türkmenleriñ baryny-ýoguny öz öñlerine döküp hezzetleýşine, içursyz muhmansöýerligine haýran galýar.
Türkmen gapysyndan gelen hemme myhmana şeýle Saadetdin gardaş.

0
3 Gökböri  
136
Bilemok indi ýöne uly il elitka diýip 10-20 ýyl oçurda durup, 30 ýyllabam bergide oturyp, iýjek çöregi gaýgy bolansoñ, (jaý ü.n adam pahyrlañ bir ömri haltyldap geçmeli) indi indi myhman halaman darygyp başlan bolmagy mümkin...

Teswiri diňe saýta agza bolan ulanjylar goşup bilýär.
[ Agza bol | Saýta gir ]