Musulman erkegiñ we zenanyñ söýgülisi bolubilermi?

MÜSLÜMAN ERKEK VE KADININ SEVGILISI OLABILIR MI?

Yüce Allah, İnsanlık için son ve evrensel yasalar kitabı kıldığı Kur’ân’ı Kerîm’de erkeği ve kadını Zevc olarak niteler. (Bakara 2/230; Nisa 4/20) Yani biri diğerinin eşi ve eşiti. Bir bütünün eşit iki eşit parçası olarak yaratıldıkları için biri diğerine eğilimli ve de ihtiyaçlıdır. Bir diğer anlatımla erkek kadın, kadın da erkek için cazibe merkezidir.
Bu ilahi kanun peygamberler dahil bütün insanları içine almaktadır.
Rabbimiz, aziz Peygamberimize “güzellikleri beğenini kazansa da şu şu kadınlar sana helal değildir” buyurur, böylece kadın güzelliğinin Peygamberimizi de etkileyebileceğini açıklar. (Ahzab 33/52)
Rabbimiz, bütün erkeklere “sevebileceğiniz kadınlarla evlenin” buyurmuştur. (Nisa 4/3) Sevebilmek kadın cazibesinden etkilenmektir.
Rabbimiz, ”kadın arzusu size güzel kılındı” buyurarak kadın sevgisinin varlığımıza kodlandığını da bildirmiştir. (A.İmran 3/14)
Kadınlar erkekler için ilgi odağı kılındığı gibi erkekler de kadınlar için ilgi odağıdır. Yusuf sûresinde Mısır Azizinin karısının Hz. Yusuf’a, kalbini kuşatacak şekilde sevdalandığı açıklanmıştır. (Yusuf 12/30)

■ Birbirini Sevenler için Vuslat Yolu Evliliktir

Açıklamaya çalıştığımız üzere yaratılışımız sebebiyle erkek kadını, kadın erkeği sevebilir. Bu sevgi ruhsal olabileceği gibi cinsel de olabilir.
Bunun içindir ki Kur’ân’da kadına da erkeğe de gözlerini cinsel arzulu bakışlardan korumaları emredilmiştir. (Nûr 30,31)
Kadın da erkek de evliliğe yönlendirilmiş, her ikisine de evlilik dışı sevişme ve ilişki yani zina yasaklanmıştır. (Nisa 4/3; İsra 17/32)
Peygamberimize nisbet edilen bir hadise göre birbirlerini sevebilen insanlara evlilik amaç gösterilmiştir. (İ.Mace Nikâh 1) Evlilik amacıyla ilgi gösterilebilir, bedenî ve ruhî çok yönlü inceleme de yapılabilir. .(İ.Mace Nikâh 9)

■ Moderne/Piç Yaşamı Benimseyenlerde Sevgili

Kutsal tanımaz modern/piç hayat tarzını benimseyenler, sevgili denince flört edilebilen, gözlerden ırak olarak bir aya gelinebilen ve sevişilip cinsel ilişkiye girilebilen cinsel partner anlaşılmaktadır. Kavatlaşan medya, sevgiliyi bu anlamda kullanarak meşrulaştırmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nin de etkisiyle kadına yönelik olarak artan şiddetin bir bölümü de, değinilen piç anlamıyla eski veya yeni sevgililerden kaynaklanmaktadır.
Burada ilişkilerini zinaya vardırmış ama derin bir pişmanlıkla tövbe edip arınamamış sevgililerden biriyle evlenilemeyeceğine de değinmiş olalım.
Çünkü, İslâm’a göre Müslüman , eh-i kitab gayr-ı müşlim, hür veya esir evlenilebilecek olan bütün erkek ve kadınların mutlaka ve mutlaka zinadan ve evlilik dışı birliktelikten beri olması gerekir. Yani birden fazla kişi ile veya tek kişiyle nikah dışı ilişki yaşamamış olması gerekir. Bu tiplerden biri ile evlilik caiz değildir. Nikâh geçerli değildir. (Bak. Nisa 4/25; Maide 5/5)Zinacılar ancak kendileri gibi zinacılarla evlenebilirler.(Nûr 24/3)

■ Sevgililerimiz Eşlerimiz Olmalıdır

Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere erkek ve kadın olarak beğenilip sevilen insanlar olabilir, evlilik amacıyla ve ahlakî kurallara göre nezih görüşmeler de yapılabilir. Ancak kendileriyle evlilik öncesi kuralsız olarak bir araya gelinecek, cinsel içerikli sohbetler yapılacak, sevişilebilecek ve cinsel ilişkiye girilebilecek partner anlamına sevgili edinilemez. Bu sebeple Müslüman erkek ve kadının sevgilisi olmaz, olamaz. Olsa olsa nikâhlı eşi olabilir.
Yalnızca nikâhlımız olan eşimiz sevgili olarak görülmeli, zaman zaman ona ilan-ı aşk edilmeli, seni seviyorum demeli, gömül alıcı hediyeler sunulmalıdır.
Allah, aramızda bedeni-ruhsal sevgi ve merhamet yarattığına göre bu özelliklerimiz işletilmelidir. Daha da önemlisi ibadet olarak görülmelidir. Çünkü ibadet Rabbimizin her bir buyruğuna itaat etmektir, her bir duyurusunun gereğini yapmaktır:
“O’nun varlığı ,tekliği, kudreti ve ilminin işaretlerinden biri de, sizi cezbeden kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranıza sevgiyi/cinsel cazibeyi ve şefkati yerleştirmesidir. Bunda, kuşkusuz, düşünen insanlar için dersler vardır.” (Bak. Rûm 30/21)

Ali Rıza DEMİRCAN - 15 Şubat 2021.