16:45 Küş, küş, jynlar! | |
KIŞ KIŞ CINLER
Publisistika
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın çarşamba günüyle ilgili açıklaması tam anlamıyla ve her yönüyle “ŞOK”. Bakan ilk kez vaka sayılarını açıklayınca Türkiye 28.351 hastayla Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü oldu. Böylece Türk Tabipler Birliği “gerçekleri” açıkladığı için “vatan hainliği” suçlamalarından kurtuldu. Bakanın açıklamasıyla durumun ne denli vahim olduğu ortaya çıktı. Ama “yüce iktidar” her nedense her şey normalmiş gibi davranıyor. Her konuda “radikal tavırları” ile ünlenen iktidar her nedense koronavirüse “çok şefkatli” davranıyor. Büyüklerimizin vardır bir bildiği! Yoksa Cumhurun başı olan Erdoğan işini gücünü bırakıp muhalefetin peşine düşmezdi. Ya da kırk yıllık dostu Bülent Arınç’a bu denli sert çıkışmazdı. Kaldı ki Arınç ilk kez böyle bir tutum sergilemiyordu. Hatırlayın Arınç’ın Ankara eski Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında söylediklerini. Hatırlayın Erdoğan’ın Gökçek’i görevden nasıl ve neden aldığını ve yıllar sonra Arınç’a inat geçen hafta Gökçek’i Saray’da kabul etmesini. Aynı Gökçek hafta sonu CNNTürk’de Hakan Çelik’in programında “Fethullah Gülen beni üç harflilerle (Cinlerle) beynimi ele geçirip esir aldı” diyor ve buna inandığını söylüyordu. ŞOK! Beyinleri esir alınan başkaları da var! Acaba kimlerdir? Demek ki “Kış kış Cinler” hikayesi doğruymuş! Geldiğimiz şu hale bakın! Tam anlamıyla fecaat. Neyse ki altı harfli koronaya şimdilik kimse Cin işi demiyor. Başlangıçta “inançsızları öldürdüğü” söylendi ama vaka sayısı arttıkça konu kapandı. Umarım Sayın Bakan tam rakamı açıklamıştır. Bir günde 28.351 pozitif vaka. Sokaktaki vatandaşa göre gerçek bunun en az beş katı. Sevindirici olan pozitif vakaların tümü hastanede yatacak kadar ağırlaşmıyor. Ağırlaşmadığına göre “devlet baba” açısından sorun yok. GİBİ! Her konuda olduğu gibi. Dolar ve Avro herkesi ağır hasta etti ama “devlet baba” her şey normalmiş gibi davranıyor. Demek ki bu bir alışkanlık halini almış. Biraz da saplantı. Son saniyeye kadar beklemek! Tam bir Rus Ruleti. Putin’le dost olmanın kazandırdıkları! İşe yarayıp yaramadığı yakında belli olur. Önce 10 Aralık AB Zirvesi’nde sonra Biden’ın 20 Ocak’ta Beyaz Saray’a yerleşmesinden sonra. Ya Washington ve AB başkentleri bildik “tavşana kaç tazıya tut” politikalarını sürdürecek ya da ilk kez hep birlikte “avın üzerine çullanacak”! Şunun şurasında 55 gün kaldı. Stresli 55 gün. Dışarda değil daha çok içerde gerginlikler artacak. Erdoğan; AKP içindeki “brütüs’ler” ve eski yol arkadaşları Davutoğlu ve Babacan’ın çok ağır saldırılarını şimdilik görmemezlikten geliyor. Erdoğan; Millet İttifakı’nın üç partisiyle uğraşmayı tercih ediyor. Her alanda, her cephede ve her düzeyde. Küçük ortağı Devlet Bahçeli’nin tavsiye ve telkinleriyle. Görünüre bakılırsa zor olan işler Erdoğan açısından çok daha zorlaşacak. Bildik iki yüzlü yandaş medya ile bu iş nereye kadar gider bilinmez ama yine görünüre bakılırsa Erdoğan şimdiki yolundan dönmez. Dönmez çünkü dönerse dışardaki “ideolojik projesi” çöker. Kanlı Arap Baharı’ndan bu yana dünya Müslümanları’nın lideri olmaya çalışmak kolay değil! Dünya Müslümanları’nı ya da İslamcıları’nı inandırmak ve biat etmelerini sağlamak için içerde de ideolojik davranmak gerek. Yani toplumu ve devleti İslamlaştırmak gerek. Türlü türlü tekkeler, zaviyeler, tarikatlar, şeyhler ve benzeri oluşumlar bunun için her yerde varlar. Özetle tam anlamıyla sevimsiz bir dönem yaşıyoruz. Yalnız ve yalnız AKP politikasından dolayı bu ülkede her şey yozlaşıyor. Oportünist ve lümpenci eğilimler artık çok revaçta. Yalakalık artık beceri de istemiyor. İki şakşak üç laklak bu iş tamam. Kurtarır mı bilinmez ama benim aklıma hep 2018 öncesinde Devlet Bahçeli’nin Erdoğan hakkında söyledikleri geliyor. Başkaları da var ama hatırlatmama gerek yok çünkü Erdoğan onları çok iyi tanır. Önemli olan neden ve nasıl onları yanına alabildi. Ya da ne zamana kadar yanında tutacak? Hüsnü MAHALLI. "KORKUSUZ", 27 Kasım 2020 | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |