11:25 Möjegiñ nähili aýratynlyklary bar? | |
KURTLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Geň-taňsy wakalar
Bozkurt; yazılan destan, şiir veya metinlerde(düz yazılarda), çizilen resim veya karikatürlerde gerek Türkiye’de ve gerekse diğer Türk devlet ve topluluklarında değişik kelimelerle ifade edilmektedir. Genç kardeşlerimizin Bozkurt ifade edilmek istenirken kullanılan kelimelere yabancı kalmamaları için aşağıda bâzı örnekleri sunalım: Bozkurt, Gök Börü, Gökbörü, Kök Börü, Börü, Böri, Pörü, Börteçine, Börteçina, Çine, Çina, Çino, Asena, Kök-cal, Kaşgır, Şane, Boyan, Beçkem ve tabii ki kısaca Kurt. Bizde de Bozkurt kastedilerek genellikle “Kurt” kelimesi kullanılmaktadır. Onun için de efsanevî bir varlık olan Bozkurt yerine yazımızın başlığı KURTLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? şeklindedir. Peki, nedir bu özellikler dersek; önemli görülenleri şöyle sıralayabiliriz: HÜRRİYET AŞIĞIDIR; asla esaret altında yaşamayı sevmez. Bağımsız olmak ve yaşamak hakkından asla feragat etmez. Hürriyeti elinden alındığında, hatta kısıtlandığında isyan eder, kurtulmak için de mücadeleden bir an olsun geri durmaz ve başarı sağlayıncaya kadar da asla vazgeçmez. Hayatta bütün güçlü bilinen hayvanlar ehlileştirilip insan elinde istenilenler yaptırıldığı halde bir kurt için bu asla mümkün değildir. Sirklere ve hayvanat bahçelerine bakınız; ayılar, arslanlar, ejderhalar, filler, kaplanlar ve benzeri birçok yırtıcı veya güçlü hayvanları görürsünüz. Ama bir kurdu asla ehlileştiremezsiniz. İşte sadece bu özelliği dahi Türklerin kurdu sembol seçmeleri için yeterlidir. GÜÇLÜDÜR, GÜCÜN TİMSALİDİR; temsilcisidir, örneğidir. Bilir ki, hayatta kalabilmesi için düşmanlarına karşı koyabilecek gücü kazanmalı ve bunu devam ettirmelidir. Kendini böyle hazırlar. TEDBİRLİDİR; her an bir düşmanla karşılaşabileceğini düşünerek gereken tedbirlerini alır ve uygular. AİLESİNE DÜŞKÜNDÜR; eşinin, yavrularının ve grubunun güvenlik içinde olmasını, aç kalmamasını sağlar. Eğer erkek kurt hasta veya yaralıysa yiyecek teminini, korunmayı/korumayı (güvenliği) dişi kurt üstlenir, yerine getirir. EŞİNE SADIK VE TEK EŞLİDİR; Hayatta tek eşli olan, eşine sadık kalan bir başka hayvan yoktur. Eşi ölürse bir başka kurtu eş olarak seçmez. EĞİTMENDİR; yavrularını eğitir ve büyüdükten sonra da hayatta kalabilmeleri için onları her yönü ile hazırlar. Bu süre en az iki yıl sürer. YARDIMSEVERDİR; avlanamayacak derecede hasta, yaralı, yaşlı veya yardım edecek eşi olmayan kurtların ihtiyacı, grubun diğer kurtları tarafından sağlanır. Kısaca; düşküne muhtaç olanlara karşı kendini sorumlu hisseder ve mümkün olabilen her türlü yardımı yapmaya gayret eder. TEMİZLİĞİ SEVER; asla artık yemez; temiz olmayan suyu içmez, yavrularına da bunu öğretir. Kısaca onun yediği de, içtiği de daima temizdir. TÖRELİDİR; atalarından öğrendiği kuralları uygular, geliştirir. Kural dışı hareketleri asla uygulamazlar. Aksi durum hoş karşılanmaz. PLANLI ve PROGRAMLIDIR; Daima yapacağı hareketi önceden plânlar. Onun için avını kovalarken de, düşmanla karşılaştığında da nasıl davranacağını, neler yapacağını bilir. KILAVUZDUR; Türk destanlarında, Türk’ün dar günlerinde ortaya çıkar ve Türk’e yol gösterir, kılavuzu olur. Kısaca o; hürriyetine düşkünlüğüyle, gücüyle kuvvetiyle, aile yaşayışı ve eğitmenliği ile, töreli-plânlı davranışıyla ve destanlarımızdaki kılavuzluğu ve dar günümüzde bizi esenliğe kavuşturmasıyla Türk’e sembol olarak seçilmiştir Hatta ordumuzun bâzı savaş taktikleri kurtların kullandıkları taktiklerden geliştirilmiştir. Çember harekatı veya az birlikle oyalarken düşmanı esas birliğin içine çekme harekâtı gibi. Bu kısa temel bilgileri verdikten sonra ana konu kabul ettiğimiz ATATÜRK VE BOZKURT konusuna artık geçebiliriz. ————————- Bu sohbetimizi de M. Uluğ Turanlıoğlu’nun 1942 yılında yazdığı bir şiiri ile bitirelim: ● TARİH VE BİZ Türküz, ne yıldırımdan, ne tufandan korkarız, Biz, Altaylar’dan gelen dik başlı BOZKURTLAR’ız. Başımız göklerdedir, daima hür yaşarız; Engelleri parçalar, ileriye taşarız. Esaretin adını öğrenmedi Türk oğlu, Türk değil mi gösteren, nur’a giden her yolu? Tarihte her gürleyiş, bir engin hızımızdır; Zafer denilen peri, bizim öz kızımızdır. Düşmana baş eğdiren yüce başımız vardır; Her kıt’ada dikilmiş, zafer taşımız vardır. Yüce SİNAN’ın ruhu gökte dolaşmıyor mu? KÜRŞAD’ların ünleri serhadler aşmıyor mu? TÜRK atlarını bir an durdurabilmek için, Bir gün yükselmedi mi karşımızda Seddiçin. Çanakkale Harbi’nde Rabb’e yaklaşmadık mı? Çaltepe’de ufuktan denize taşmadık mı? Kefenler yırtmadık mı, tabutlar kırmadık mı? Varız, diye Lozan’da coşup haykırmadık mı? Bilmeyenler öğrensin, duymayanlar işitsin, Biziz; biziz sahibi, TÜRK denen gür sesin!.. (M.Uluğ Turanlıoğlu, Tanrıdağ dergisi, C.1, S.14, 7 Ağustos 1942, s.9.) Fahrettin SAVAŞ KONAR. | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |