15:42

Söýgi diwary

Goşgular
Категория: Goşgular | Просмотров: 448 | Добавил: Haweran | Теги: Jan Ýüjel | Рейтинг: 4.0/2
Awtoryň başga makalalary

Goşgular bölümiň başga makalalary

Marguşda / Goşgular - 21.10.2024
Ýaşlyk / Goşgular - 14.11.2024
Ömrümde / Goşgular - 05.07.2024
Enem / Goşgular - 05.09.2024
Iman ogrusy / Goşgular - 03.06.2024
Ybraýym Ýusupdan goşgular / Goşgular - 09.10.2024
G.M / Goşgular - 29.08.2024
Aýşy-eşret çagynda / Goşgular - 20.08.2024
Ol ne ýüzdür aşyk olmyş jümle şeýhi-şap oňa... / Goşgular - 12.09.2024
Garaş maňa / Goşgular - 17.02.2024

Teswirleriň ählisi: 17
0
1 mango  
651
Sevgi Duvarı

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

0
2 Gozellik_  
1006
Senmidiñ şol ýekeligim, ýogsa-da
Poslan gözlerimi açamda tünde

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi

Şu iki setiriň manylary deň dälmi ýa men türkçä odiýen düşünmeýänimden göwnümemi?

0
4 mango  
651
deň däl.
sözme sözi şeýle:
senmidiň (ýa) o ýalňyzlygymmydy ýogsa?
kör (açan) garaňkylykda açardyk poslan gözlerimizi

kör karanlyk - tüm garaňky boldugy, has garaňky manysynda ol garaňkylygy kör edip alypdyr...

örän kyn şygyr.
ammiak gül - nämä boldugy?
siýdikli madam (hanym-графиня) - bu nämäň simwoly?
syr doly şygyr....
terjimede-de entek işlemeli ýerler-ä bar.

0
11 Haweran  
411
Düşünmesi kyn, syr doly goşgy, dogry. Ine, şeýle düşündirişi bar:

Can Yücel ustanın Sevgi Duvarı adlı şiirini bu zamanda nasıl okumalı? “Yalnızlığım benim, sidikli kontesim” dediği...

Can Yücel ustanın Sevgi Duvarı adlı şiirini bu zamanda nasıl okumalı? “Yalnızlığım benim, sidikli kontesim” dediği, şiirdeki sidikli kontesi nasıl anlamalı? Bu sorular bir yana, bir başka yönden bakarsak; bu şiirin yazıldığı zamanın koşullarını anımsadığımızda, günümüzle nasıl bir karşılaştırma yapabiliriz?

Kapitalizm İkinci Dünya Savaşı sonrasının “gürlüğünde” şimdiki çatlaklarını çok iyi gizliyordu. Gerek ekonomik alt yapı olarak gerekse düşünsel olarak. Can Yücel’in şiiri, parlak, steril ve yenilmez görünümlü kapitalizm makinasına çizilmiş büyük bir çizgi. Büyük bir çarpı işaretiydi. Şiirin, kapitalizmin “altın çağı” olan yetmişli yıllarda yazıldığını düşündüğümüzde, şairin “yenilmez armada” görünümlü sisteme tam cepheden şiirsel saldırıda bulunmasındaki bilinç parlaklığını daha iyi anlayabiliyoruz.

O şiirinde “Ne kadar rezil olsak o kadar iyi”, “ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi” diyor ve şöyle bitiriyordu; “Ne kadar yalansız Bir şiiri yeniden yazarsanız o şiir, şiir olmaz. Taklit olur, çoğaltma olur. Ancak Sevgi Duvarı’nın yazınsal ve düşünsel doğrusalında olan, onun akış kanalında yer alan yeni bir şiir bu olumsuzlamanın dışında kalır. Böylesi bir tarihsel ardıllık zemininde var olan bir şiir doğru bir zeminde yer alabilir.
Şimdiki zamanda Sevi Duvarı’nın “yenisini” yazmak çok zor. Çünkü, Can Yücel’in elindeki/kalemindeki devrimci bir bomba olan “kir”, “kirlenmek güzeldir” reklam sloganıyla çoktan massedilmiş düşünsel sıradışılıktan, ideolojik evcillik ağılına çoktan sokulmuştur. Zaten bu yüzden de Ünsal Oskay Hoca’nın itibarı yükselmiştir; “Yıkanmak istemeyen çocuklar olalım!”

Bir açıdan bakınca, kirin reklam sloganıyla temizlenmesi oldukça dürüst ve oyunun kurallarına uygun. Bir de tek bir alıntıyla oluşturulan düşünsel doğruluk düzlemleri var. Özellikle devrimcilere, solculara yönelik eleştirilerde “Marks...” ile başlayan alıntılar. Vurucu tek bir cümle. Bu alıntı ile sanal bir koruma/ doğruluk çatısı kuruyor çok akıllı birileri. Tek tek cümlelerle, olguyu öyle sanmamız, öyle kabullenmemiz isteniveriyor. Çünkü “Sidikli  Kontesin” geniş, devrimci görüş açısı çoktan bulandırılmıştır. Bulanıklıktaki ışıklı bir cümle, ışıklı reklam panoları gibi tek bir noktaya çekiverir dikkatimizi. Tek cümle doğrucuları eski zamanlarda karşı cenahtaydı. Şimdi ise “içimizden” gibi davranıyorlar.
“Hiçbirşey”in “herşey”e dönüştürüldüğü ve herkesin müşteri haline getirildiği İKEA anlayışının, İkea kataloglarının, siyasal-düşünsel ikizi ile karşı karşıyayızdır.

En doğru gibi gözüken en yanlış için bir örtü olabiliyor işte. Bu yüzden, akıllı cümleleri ve sahiplerini Sevgi Duvarı’nın sidikli kontesiyle sınamalı. Kir gerçekten dışarda mı, yoksa kiri içinde, kalbinde mi?

Şair Sevgi Duvarı’nda sidikli kontesi yüceltirken, çok doğru bir noktadan başkaldırıda bulunuyordu; düzene, egemen düşünceye, iktidarın ahlakına. Çünkü bu minvalde sidikli olmak bir ahlaktır, olunması gereken bir üst düşünsel konumdur. Sahih ve sahici olmayan, sahte ve yalan yüceltmelere karşı bir gerçeklik sesi ve müdahaledir "Sevgi Duvarı".

Sidikli kontes sadece edebiyatın değil, düşünce tarihimizde de bir yer edinmiştir. Kendilerince çok akıllı cümlelerle, gözlerini/kalemlerini belerte belerte biz akıl verenlere karşı kontesin sidik kokusu en temizi hala…


Haftanın dizesi; “Şiir ki benim en güzel sahtekarlığım” /Alova, Dizeler 2001-1973, YKY)

0
12 mango  
651
menem gözläp şuny tapypdym we 8-nji kommentde kopiýalap oklapdym. :-)

0
13 Gozellik_  
1006
Örän kyn, bize doly mälim däl sözler. Brlkem şondan terjime eden öz hyýalynda başga many çykaryp şoňa görä terjime eden bolaýmasa. Maňa terjime bir many öz dilinde başga manylar bar ýaly gelýä

0
3 Gozellik_  
1006
Jan Yüjeliň birinji gezek goşgusyny okaýşym. Känbir düşünmesemem, düşünen ýerlem gowy ekeni.

Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Terjimede şu setirler gowy düşüpdir:
Öñümizde altyn başly-halkaly
Ýañy bişen datly noýba çorbasy.

0
5 mango  
651
Ýandyranda bir ammiak çeçegi
Ýekeligim, eý siýdikli madamym,

ýakany ýakmak, ýandyrmak bilen bulaşdyrypsyň.

Yakanda bir amonyak çiçeği (ýakaňda bir ammiak güli)
Yalnızlığım benim sidikli kontesim

0
6 mango  
651
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Aramyzda işgär, Hyzyr paşalar

Ardımızda - arkamyzda, yzymyzda...
---
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni

Şeýle bir ýyljakdy zibilçiñ eli
Şol eller bilenem sypardyñ meni.

(Şol eller bilenem sypardym seni)
---
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Saýamogam ölüp direldenlermi

Sayı, saymak - san, sanamak
---
şo goşgyň analizini oklaýyn aşakda, goşga düşünmäge kömek berer ýaly...
ýöne düşünmesi kyn goşgy eken.

0
7 mango  
651
Sidikli kontesin temiz kokusu

Can Yücel ustanın Sevgi Duvarı adlı şiirini bu zamanda nasıl okumalı? “Yalnızlığım benim, sidikli kontesim” dediği...
Can Yücel ustanın Sevgi Duvarı adlı şiirini bu zamanda nasıl okumalı? “Yalnızlığım benim, sidikli kontesim” dediği, şiirdeki sidikli kontesi nasıl anlamalı? Bu sorular bir yana, bir başka yönden bakarsak; bu şiirin yazıldığı zamanın koşullarını anımsadığımızda, günümüzle nasıl bir karşılaştırma yapabiliriz?

Kapitalizm İkinci Dünya Savaşı sonrasının “gürlüğünde” şimdiki çatlaklarını çok iyi gizliyordu. Gerek ekonomik alt yapı olarak gerekse düşünsel olarak. Can Yücel’in şiiri, parlak, steril ve yenilmez görünümlü kapitalizm makinasına çizilmiş büyük bir çizgi. Büyük bir çarpı işaretiydi. Şiirin, kapitalizmin “altın çağı” olan yetmişli yıllarda yazıldığını düşündüğümüzde, şairin “yenilmez armada” görünümlü sisteme tam cepheden şiirsel saldırıda bulunmasındaki bilinç parlaklığını daha iyi anlayabiliyoruz.

O şiirinde “Ne kadar rezil olsak o kadar iyi”, “ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi” diyor ve şöyle bitiriyordu; “Ne kadar yalansız Bir şiiri yeniden yazarsanız o şiir, şiir olmaz. Taklit olur, çoğaltma olur. Ancak Sevgi Duvarı’nın yazınsal ve düşünsel doğrusalında olan, onun akış kanalında yer alan yeni bir şiir bu olumsuzlamanın dışında kalır. Böylesi bir tarihsel ardıllık zemininde var olan bir şiir doğru bir zeminde yer alabilir.
Şimdiki zamanda Sevi Duvarı’nın “yenisini” yazmak çok zor. Çünkü, Can Yücel’in elindeki/kalemindeki devrimci bir bomba olan “kir”, “kirlenmek güzeldir” reklam sloganıyla çoktan massedilmiş düşünsel sıradışılıktan, ideolojik evcillik ağılına çoktan sokulmuştur. Zaten bu yüzden de Ünsal Oskay Hoca’nın itibarı yükselmiştir; “Yıkanmak istemeyen çocuklar olalım!”

Bir açıdan bakınca, kirin reklam sloganıyla temizlenmesi oldukça dürüst ve oyunun kurallarına uygun. Bir de tek bir alıntıyla oluşturulan düşünsel doğruluk düzlemleri var. Özellikle devrimcilere, solculara yönelik eleştirilerde “Marks...” ile başlayan alıntılar. Vurucu tek bir cümle. Bu alıntı ile sanal bir koruma/ doğruluk çatısı kuruyor çok akıllı birileri. Tek tek cümlelerle, olguyu öyle sanmamız, öyle kabullenmemiz isteniveriyor. Çünkü “Sidikli Kontesin” geniş, devrimci görüş açısı çoktan bulandırılmıştır. Bulanıklıktaki ışıklı bir cümle, ışıklı reklam panoları gibi tek bir noktaya çekiverir dikkatimizi. Tek cümle doğrucuları eski zamanlarda karşı cenahtaydı. Şimdi ise “içimizden” gibi davranıyorlar.
“Hiçbirşey”in “herşey”e dönüştürüldüğü ve herkesin müşteri haline getirildiği İKEA anlayışının, İkea kataloglarının,siyasal-düşünsel ikizi ile karşı karşıyayızdır.

En doğru gibi gözüken en yanlış için bir örtü olabiliyor işte. Bu yüzden, akıllı cümleleri ve sahiplerini Sevgi Duvarı’nın sidikli kontesiyle sınamalı. Kir gerçekten dışarda mı, yoksa kiri içinde, kalbinde mi?

Şair Sevgi Duvarı’nda sidikli kontesi yüceltirken, çok doğru bir noktadan başkaldırıda bulunuyordu; düzene, egemen düşünceye, iktidarın ahlakına. Çünkü bu minvalde sidikli olmak bir ahlaktır, olunması gereken bir üst düşünsel konumdur. Sahih ve sahici olmayan, sahte ve yalan yüceltmelere karşı bir gerçeklik sesi ve müdahaledir Sevgi Duvarı.

Sidikli kontes sadece edebiyatın değil, düşünce tarihimizde de bir yer edinmiştir. Kendilerince çok akıllı cümlelerle, gözlerini/kalemlerini belerte belerte biz akıl verenlere karşı kontesin sidik kokusu en temizi hala…
Haftanın dizesi; “Şiir ki benim en güzel sahtekarlığım” /Alova, Dizeler 2001-1973, YKY)

0
8 mango  
651
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Zallar, tribunalar, sungat söýjüler

şol "piyasa" bazar, рынок bolany üçin belki ol sungat bazarydyr, ýagny auksion?
ýöne tribuna däl.

0
9 mango  
651
Hyzyr Paşalar diýip kimlere diýilýär.
ine tapdym... umuman adam satýanlar öýdýän...

HIZIR PAŞA

Hızır Paşa’yı aşağı yukarı herkes bilmektedir ama ben yine de kısa bir şekilde anlatayım.
Hızır Paşa Osmanlı zulmünden kaçarak Pir Sultan Abdal dergahına sığınmış biridir.
Pir Sultan Abdal dergahında uzun süre ( rivayete göre 7 yıl) hizmet etmiş ve kendisini kabul ettirmiş birisidir.
Kafası çalışan, okuma yazması olan, kendince ileri görüşleri olan birisi.
Uzunca bir süre düşündükten sonra Pir Sultan Abdal’ın huzuruna çıkıp icazet ister. İcazet isteme nedeninin; İstanbul’a gidip okumak büyük adam olup Pirine-dolayısı ise halkına- hizmet etmek olduğunu söyler. Bunun üzerine Pir Sultan Abdal da o herkes tarafından bilinen sözünü söyler: “BOZUK DÜZEN İÇİNDE SAĞL AM ÇARK OLUNMAZ!”
Ama bu sözü hiçbir şekilde anlamayan Hızır Paşa; düzenin bozukluğunun kötü yöneticilerden kaynaklandığını ve dolayısı ile iyi yöneticiler olursa düzeninde düzeleceğini söyler durur.
Pir Sultan Abdal da bunun üzerine şu sözleri söyler:“SEN GİDERSİN HIZIR, OKURSUN! OKUR DA SİVASA VALİ OLURSUN; VALİ OLURSUN DA GELİR BENİ ASARSIN” der. Pir Sultan Abdal’dan bu cevabı alan Hızır Paşa, böyle bir şey olamayacağına dair yeminler eder. ‘’Nasıl biri seni asmayı düşünür?’’ der.
Pir Sultan Abdal bakar ki Hızır Paşa’yı kararından döndürmek mümkün değil istediği izni verir.
Ve sonrasında Hızır Paşa okur ve Sivas’a vali olur. Sivas’a vali olur da Pirini de asar.

Hızır Paşalar o günlerde mi kaldı; yoksa hala aramızda varlıklarını sürdürüyorlar mı?
Son gelişmeler bizlere göstermekte ki Hızır Paşa bir değil bin oldu ve gün geçtikçe yeni Hızır Paşalar katılmakta aramıza. Bu Hızır Paşaların kendi halkını satmak, para-pul için ve hatta sırf adımız orda burada yayınlansın da adam yerine konalım diye yapmadıkları dürzülük yok!

0
10 mango  
651
Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar

Altınbaş, Altın Zincir - bu içgileriň adymyka?
Kumkapy meýhanasynda meýlis gurýakalar, öňlerinde ýaňky agzalanlar, arkalarynda bolsa "içaly-şugulçy" görerwli-wezipeli, bir ýumuş bilen wezipeli, ekipler-komanda, ýörite toparlar, Hyzyr Paşalar (Pawlik Morozlar diýen ýaly)....

0
15 Gozellik_  
1006
Altınbaş, Altın Zincir - bu içgileriň adymyka?

Bu zatlar asyl-a ýadymyzada düşmedi.

0
14 Gozellik_  
1006
Ine bunyň bolýa. Meň düşünen zatlamam şulardy. Ýöne soňky setirini senem men ýaly ýalňyşrak okapsyň :)

Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Näçe ýalňyz ýaşasak şonça-da ajap.

0
16 olyarecep27  
914
Sokak dilinin olanaklarını tüm canlılığı ile gümrüge lüzum görmeden  kullanmış şair. Çok canlı bir üslup var sanki. Zeki sözcük oyunları ironik ve mizahi değişik enteresan.

Tercüme de birkaç hatalı kelime haricinde oldukça iyi yapılmış. Şiirin gerçek havası bozulmadan yapılmış.

0
17 Gozellik_  
1006
Nezaşto)

Teswiri diňe saýta agza bolan ulanjylar goşup bilýär.
[ Agza bol | Saýta gir ]