02:08 Gadymy türk(men) pygamberleri | |
ESKİ TÜRK PEYGAMBERLERİ
Taryhy makalalar
İslamiyet’ten önceki Türk Şamanizminin dini inanışları, İslam inanışlarının aynı gibidir. Bunun en başında “vahdaniyet” yani Tanrı Birliği gelir. Doğu’nun ve Batı’nın eski ve yeni tarihçileri bunda birleşmiştir. (…..) Çinliler (Tou-Kioue) dedikleri Gök Türklerdeki tek Tanrı inanışı hakkında şu açıklamayı yapar: “Türkler ateşe, havaya ve suya çılgınca saygı gösterirler ve toprağın şerefine de ilahiler terennüm ederler. Bununla beraber, Gökle yeri yaratan tek bir Allah’tan başka bir şeye tapmazlar ve ona atlar, sığırlar ve koyunlar kurban ederler” Miladın onikinci yüzyılında yaşayan, Türkleri çok iyi tanıyan ve hatta bir aralık Anadolu’ya gelip Selçuklu Sultanı İkinci Kılıç Arslan’la da görüşmüş olan Antakya Yakubi Patriği Süryani Mikail de Türkiye tarihinin ilk devri hakkında en önemli kaynak olan vekayinamesinde Türk ırkının İslamiyet’ten önceki inanışını şöyle anlatır: “Gökyüzünün bir tek Allah’ına hiç tanımadan iman ederler” (…..) Türk ırkının İslamiyet’ten önceki inanışlarıyla İslam esasları arasında vahdaniyetten başka bir takım müşterek noktalar daha vardır. Bunlar da Ruhun baki kalması, Ahiret, Cennet, Cehennem, Kader ve Sema tabakaları şeklinde sıralanabilir. Eski Türkçede Cennetin adı “Uçmak”, Cehennemin adı “Tamu” dır. Sema tabakalarına gelince, Kur’an-ı Kerim’in “mülk” suresinin üçüncü ayetinde yedi kat gök yaratıldığından bahsedilmektedir. Eski Türk itikadı da böyledir. Yalnız bazı sayı farkları da tespit edilmiştir. (…..) Ural-Altay milletleri içinde Gökyüzünü yedi kat, dokuz kat ve onaltı kat kabul edenler de vardır. Yakut Türklerince Gökyüzü tıpkı İslamiyet’te olduğu gibi yedi kattır. İşte bütün bunlarla sabittir ki, miladın onuncu yüzyılında Müslümanlığı kabul etmiş olan Türk ırkı Şamanizmi bırakıp İslamiyeti kabul etmekle din değiştirmiş, fakat iman ve itikat değiştirmemiştir. Aksine İslamiyet’te kendi inanışlarının en yüksek ifadesini bulmuştur. Acaba eski Türk inanışlarıyla, İslam inanışları arasında görülen bu aynılığın sebebi nedir? Bu ancak Peygamberlerle izah edilebilir. Kur’an-ı Kerim’de İslamiyet’ten önce muhtelif milletlere birçok Peygamberler gönderilmiş olduğundan bahsedilmektedir. Herhalde Türklere de gönderilmiş olmalıdır. Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügat-üt Türk’üyle diğer eski Türk sözcüklerinde “Savcı” ve “Yalavaç/Yalvaç” gibi “Resul/Peygamber” manalarına gelen kelimeler bulunması, Türklerin en eski devirlerde bile bu kavramın varlığını gösteren deliller demektir. Bizde bu noktayı tetkik etmiş tek tarihçi “Amasya Tarihi” yazarı Hüseyin Hüsameddin Efendi’dir. Bu eserin ikinci cildinin 56-61. Sayfalarında “Şerh-i Esma’ül Mürselin” adındaki kaynağa dayanarak tam 24 Türk Peygamberinin adları anılmakta ve bu adların Arapçadaki imlaları düzeltilerek Türk köklerine göre biraz değişik şekillerde gösterilmektedir. Bu düzeltmelerin ne derece doğru olabileceği bilinmediğine göre, biz şimdi burada yalnız Türkçenin Arap imlasındaki telaffuz şekillerini sıralamakla yetinmeye mecburuz. ● Türk Peygamberler: 1- Amun 2- Umıd 3- Barah 4- Takhım 5- Cosan 6- Kharkıl 7- Düvil 8- Savıs 9- Sakun 10- Salakh 11- Tamır 12- Anuh 13- Gadat 14- Katın 15- Kedük 16- Laycu 17- Narun 18- Hamun 19- Hıcakh 20- Hicil 21- Hemidün 22- Yasan 23- Yevik 24- Yahur Acaba bu isimlerin hepsi doğru mudur? Eski Türk Peygamberinin sayısı hakikaten yirmidört müdür? Bunların devirleri hangi devirlerdir? Hal tercümeri nasıldır? Peygamberi oldukları eski Türk toplulukları hangileridir? İşte bunlar tamamiyle meçhuldür. Zaten Yazar da bu noktayı eserinde; “Şu enbiya-yı zişanın isimleri kitab-ı mezkurda mestur ise de vakt-i nübuvvetleri, mevki-i bi’setleri malum değildir” diye açıklamıştır. Hazırlayan: Yılmaz KARAHAN ● Kaynak: İsmail Hami Danişmend "Tarihi Hakikatler" Cilt: 2, Sayfa: 505-507 | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |