09:04 Tatlı Betüş | |
TATLI BETÜŞ
Satiriki hekaýalar
Telaşlı bir günde, Avrupa’nın Akdeniz limanlarından gelen bir yolcu gemimizde külliyetli miktarda kaçak eşya bulunduğu ihbar edildi. Bizi başmüdür çağırıp, “Yolcular arasında bulunan Betül Hanıma, resmî arabanın kendisini beklemekte olduğunu haber verin?!” dedi. Az sonra da gemi rıhtıma yanaştı. Allah bağışlasın, böyle bir kadın cihana kırk yılda bir gelir, hani resmî arabanın rıhtımda beklediği kadar var. Yaz ortasında kürk, kadına başka bir özellik veriyor ve kadının Avrupa seferinden döndüğü derhal anlaşılıyor. Arabaya binince gümrük vergisi ödememek için, o yaz sıcağında üst üste giydiği iki kürkü çıkarıp, valizlerini, bavullarını arabanın içine, şoför mahalline ve bagaja yerleştirdikten sonra, “Kalan eşyalarımı gümrükte iyi muhafaza edin, ben sonra adam göndertir, aldırtırım” dedi. Ondan sonra Avrupa seferinden dönen biçok vapur yolcuları arasında sık sık Betül Hanımı görürdüm. Ama sonradan her nasıl olmuşsa, siyasi himayeden mahrum kalmış. Yine böyle bir Avrupa seferinden dönüyordu. Üstünü başını, bavullarını iyice aramamız özel olarak emredilmişti. Betül Hanım önce itiraz edecek oldu, durumun ciddiyetini anlayınca pek şaşırdı. – Allah Allah… Hükümet mi değişti, nedir? Ne oluyor böyle? – Durum değişti, o kadar, arayacağız… dedim. Betül Hanımın koynundan, söylemesi ayıp, daha başka yerlerinden, bir kuyumcu dükkânını dolduracak kadar, mücevherat çıktı. Gizli bölgelerinden mücevherat çıktıkça Betül Hanım da hayretler içinde kalıyor, – Çok şaştım, diyordu, bunların hiçbiri benim değil… Allah Allah, acaba hangi ahlaksız alçak bunları benim haberim olmadan orama burama tıkıştırmış? Aziz NESIN. | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |