09:09 Toros Canavarı | |
TOROS CANAVARI
Satiriki hekaýalar
Söylene söylene karakola geldi. Başkomiserin odasına girdi. Odada yalnız nöbetçi memur vardı. Memur uykulu gözlerini ovuşturdu. Gözlerini kırpıştıra kırpıştıra, Nuri Pakyürek’e baktı. Nuri Pakyürek’in ta burnunun dibine sokulmuş, inceden inceye yüzünü inceliyordu. Sonra birden masasına fırladı. Masanın gözünden bir fotoğraf çıkardı. Bir fotoğrafa, bir Nuri Pakyürek’in yüzüne bakıyordu. Nöbetçi memur telefona yapıştı. Numaraları çevirdi. Sonra konuşmaya başladı: – Alo… Alo… Neresi? Evet… Evet efendim. Toros Canavarı’nı yakaladık Beyefendi. Toros Canavarı efendim… Kendisi… Herhalde evrak dosyasını çalmak için gelmiş. Karakolu basmak niyetiyle… Ben bizzat kendim yakaladım… Yirmi kişi gönderseniz yeter Beyefendi. Teşekkür ederim. Teveccühünüz… Hiç merak etmeyin, kaçırmam efendim. Nuri Pakyürek, sekiz ay cezaevinde kaldı. Cezaevindeki en azılı katiller, ipsiz sapsızlar bile ondan çekiniyorlar, korkuyorlar, ona saygı duyuyorlardı. Sekiz ay sonra serbest bırakıldı. Neden mi? Çünkü Toros Canavarı en son suçunu iki yıl önce işlemişti. Geçen yıl da Af Kanunu çıkmıştı. Nuri Pakyürek evine gitti. Evde onu herkes saygıyla karşıladı. Bu saygı sevgiden değil, korkudan geliyordu. Karısı, – Ah kocacığım!.. diye atıldı ama, o kadar işte… Sonra hemen geri çekildi. Yanına yaklaşamadı. Onları evinden çıkarmak isteyen ev sahibi, – Amanın, ocağına düştüm… Kıyma bağa Nuri Beğ… diye yalvarıyordu. Kira mira istemem canım. Aramızda teklüf mü var. Bu ev ha senin, ha benim… Bir sabah gazeteler Toros Canavarı’nın ikinci kez yakalandığını yazdılar. Bu ikincisi gerçek Toros Canavarı’ydı. Sorgusunda şöyle dedi: – Daha yakalanmazdım ama, isteyerek yakalandım… Baktım ki bir zibidiyi Toros Canavarı diye ortaya çıkardınız. Herif benim namımı kullanıp duruyor. Buna artık dayanamadım. Mehpare Hanım: – Ben o sünepenin bu işleri yapamayacağını zaten biliyordum, dedi. Ev sahibi de haber almış, o sırada biriken kiraları istemeye gelmişti. Pakyürek ailesi ve ev sahibi, sevinç içinde Nuri Beyin odasını açtılar. Mehpare Hanım, kollarını açarak, – Ah kocacığım!.. Sen değilmişsin… Sen canavar değilmişsin!.. diye odaya girdi. O sırada Nuri Pakyürek, duvar aynasında yüzünü seyrederken acayip sesler çıkarıyordu. Kapıyı açanların üstüne yürüdü. Hepsi korkarak kaçıştılar. O günden sonra Nuri Pakyürek’i Toros Canavarı olmaktan hiç kimse kurtaramadı. Canavarlık çok mu hoşuna gitmişti, yoksa gerçekten canavar mıydı, burası anlaşılamadı. Aziz NESIN. ("Toros Canavarı" kitabından). | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |