15:11 Benim yerli polisiyelerim / makale | |
BENIM ÝERLI POLISIYELERIM
Detektiw proza
Dedektif Dergi’nin güzide okuyucularına, tüm sevenlerine, her sayımızı sabırsızlıkla bekleyenlere selamlar olsun. 10. Sayımıza ulaştığımız bu günlerde, sizlere yerli bir polisiye kitap listesi hazırlamak istedim. Birbirinden kıymetli yazarlarımızın yazdığı bu birbirinden güzel kitapları, her polisiyeseverin zevkle okuyacağından hiç kuşkum yok. Kitabınız bol, okumalarınız keyifli olsun. ■ BAŞKOMİSER GALİP POLİSİYELERİ / ÇAĞATAY YAŞMUT Beyoğlu Çıkmazı, Şarkılar Susunca, Beni Yavaş Öldür, Kadıköy Cinayetleri ve Başkomiser Galip Hikâyeleri şeklinde, 5 ayrı kitaptan oluşuyor cinayet masası ekibimizin maceraları. Depresif kişilikli, maço, sıkı hovarda, adalet duygusu yüksek bir komiserdir Galip. Adil davranır, kimseye haksızlık etmez. Dünyayı umursamaz havalarda olsa da işine gösterdiği özen her şeyden önce gelir. Çağatay Yaşmut’un kitaplarını okuduğumda ilk aklıma gelen şey, eğer Türkiye’de bir polisiye dizisi yapılacaksa, karakterlerinin muhakkak yazarın kitaplarından alınması gerektiği oldu. Gerek cinayetlerin detaylarıyla kurgulanışı, gerekse kitapta anlatılan kriminal bilgiler, cinayetlerin gerçek hayattan uyarlanmış olduğunu düşündürtecek kadar iyiydi. Kanlı canlı, tamamıyla bizden, içimizden karakterlerin kullanıldığı bir polisiye kitap önerisi sorsalar, hiç düşünmeden Çağatay Yaşmut kitapları derim. Bu 5 kitaptan özellikle beğendiğim ise, Kadıköy Cinayetleri oldu. Belki de kitabı diğerlerinden bir parçacık ayırmamın sebebi, yazarın iyi bir mizah dilini de eklemesi olmuştur. Vahşice işlenmiş cinayetlerin ortasında pat diye geliveren bu ince mizah, vahada su bulmuş etkisi yaratıyor zihninizde. Başkomiser Galip ve ekibiyle muhakkak tanışmalısınız. ■ DEDEKTİF REMZİ ÜNAL SERİSİ / CELİL OKER Ben dedektifin zeki, çevik ve bizden olanını severim. Celil Oker’in kitap serisindeki THY’den kovulma eski pilot yeni dedektif Remzi Ünal, tam da böyle bir dedektif işte. Halk dilini kullanır, yapmacık tavırları yoktur, içtendir. Yazarın, uzak doğu dövüşlerini bilen dedektiflere nazire yaptığını düşündüğüm Remzi Ünal’a nadiren aikido yaptırması, serinin kitaplarına esprili bir de hava katmış. Dedektifimiz bekardır, yalnızdır, kadınları sever ancak klişe dedektifler gibi aniden ortaya çıkıveren sevişme hikayeleri yoktur. Celil Oker, kitaplarında ipuçlarını önünüze sererek, hadi katili bulun demez, yap boz gibi romanın sonunda o açıklarken öğrenirsiniz. Katili bulmaya boşuna çabalamayın bence, Remzi Ünal açıklamadan zaten bulamazsınız. Mütevazıdir dedektifimiz, bizdendir. Akıcı bir dille yazılmış, sıkılmadan okunabilecek kitaplardır. İşi gücü bırakıp okuduğum kitaplardan oldu. Ezcümle, Celil Oker romanları candır. ■ FENER BALIĞI / NURAY ATACIK Modern zamanların modern görünümlü katilleri arasında siyasi bir polisiye okumak isterseniz, bende Fener Balığı diyeceğim size. Bu çok kahramanlı roman, okuyucusuna katil kim sorusunu sordurtmuyor. Gerçek hayatta karşılaşılan temiz görünümlü, iyi eğitim almış suçluların zaaflarını, psikolojik saplantılarını ve neden cinayet işlediklerini güçlü bir şekilde vurguluyor yazar. Cinayet masası polislerinin karakterleri fazlasıyla gerçekçi olmuş. Okurken hiç yabancılık hissetmiyorsunuz. Romanın verdiği kaçış ve saklanma duyguları ise okuyucusuna ayrı bir keyif katıyor. Yazarın ilk romanı ve oldukça başarılı bir kurgusu var. Devam romanlarında ise bu keyfin katlanarak artacağını düşünüyorum. ■ FENERYOLU CİNAYETLERİ / GENCOY SÜMER Bir polisiye romandan ne beklenirse, işte tam da onu veriyor size Feneryolu Cinayetleri. Aşk, ihtiras, intikam ve hırsla işlenmiş cinayetler, okuyucuyu her sayfada ayrı bir merak ve heyecana sürüklüyor. Eski İstanbul’un unutulmuş güzellikleri arasında, Yeşilçam filmlerini aratmayacak türden bir anlatım ve zekice yazılmış kurgusuyla, oldukça başarılı bir polisiye romanla karşılaşıyor okuyucu. Bilmece çözmekten hoşlanan tüm polisiye severlerin beğeneceği bir kitap Feneryolu Cinayetleri. Naif görünen insanların cinayet işlerken ne kadar acımasız bir hal aldıklarını gözler önüne seriyor. Ve kitabın en dikkat çekici yanlarından biri ise, Gencoy Sümer’in duru ve akıcı bir edebiyat dili kullanması. Sürekli merak ediyorsunuz, merak ettikçe okuma hevesiniz artıyor ve bir bakmışsınız ki kitap bitivermiş. İnsanın devam kitabı ne zaman çıkacak diyesi geliyor. Kesinlikle okumanızı öneririm. ■ KÂHİN / GÜNAY GAFUR 752 sayfa polisiye roman yazmak, roman karakterlerini ve olayları okuyucuya kusursuz bir mükemmellikte sunmak, tempoyu bir an bile düşürmemek, sanırım her polisiye roman yazarının bir arada başarabileceği bir şey değil ki Günay Gafur, bu saydıklarımın daha da fazlasını sunuyor bizlere. Dünyaca ünlü polisiyeler arasında hatırı sayılır bir kitap olan Kâhin, heyecandan elinizden bırakamayacağınız bir roman, daha doğrusu gecenizi gündüzünüze katacak bir polisiyedir. Okurken göreceksiniz ki, hiçbir tahmininiz tutmamış, olayları hiçbir şekilde öngörememişsiniz. Bitirdiğinizde zihninizin allak bullak olacağına bahse girerim. ■ KAN YAĞMURU / CENK ÇALIŞIR Şimdiden söyleyeyim, beni kan tutar diyenlerdenseniz aman uzak durun bu kitaptan. Kan Yağmuru korkunç ve tüyler ürpertici bir kitap. Korkuyu iliklerinize kadar hissedebileceğiniz, insanın en vahşi hallerini büyük bir ustalıkla sunuyor okuruna Cenk Çalışır. Düşünün ki koca kentin içine günden güne işleyen kanla karışık bir korku, bir akşam sizin de kapınızı çalabilir. Ve bundan sonra, belki de daha az ya da hiç televizyon izlemeyeceksiniz, en azından bir süreliğine de olsa bende bu etkiyi bırakmıştı Kan Yağmuru. Kitap bir anlamda inandırıcı durumlar içerip sinirlerinizi bozsa da, yazar bunu öyle bir ustalıkla okuyucuya sunmuş ki, kitabı bitirdikten sonra korkunun ecele faydası yok dedirtmişti bana. ■ KIZIL ŞEBEKE / AYFER KAFKAS Geçmiş zamanların esrarlı çekiciliğinden midir nedir, tarihi polisiye romanları ayrı seviyorum. Tabii öyle sürekli tarihi bir yeri anlatıp da, hadi araya bir de cinayet serpiştireyim, adı da polisiye olsun şeklinde yazılanları değil. Kurgusuyla, zekâsıyla polisiyenin hakkını vererek heyecanı ve merak unsurunu okuyucuya hissettirmeli. Katil ya da katilleri tahmin ettirir ya da ettirmez, lakin tempoyu düşürmeden okuyucusunu kitaba dâhil ettirebiliyorsa benim için iyi bir polisiyedir. Ayfer Kafkas’ın Kızıl Şebeke kitabı işte tam da bunu yapıyor, zeki bir Osmanlı hafiyesi olan Eşrefzade İdris Bey ile birlikte cinayet çözüyormuşuz gibi geldi bana. Ve kitapta herkes şüpheli, herkesin cinayet işlemek için bir nedeni var. Gerisi, bizim yerli SherlockHolmes’imize kalmış. Güzel kitaptı, önereceğim polisiyeler arasında yerini aldı bile. ■ KUKLACI / GÜNAY GAFUR Polisiye gerilim kitaplarını sevmemin belki de en önemli nedeni, korkmayı seviyor olmam ya da suçluları yakalamaktan haz almam değil aslında. Farklı düşünmeyi ve zekice kurgulanmış oyunları takip etmeyi seviyorum. Düşünce sınırlarımı zorluyor çünkü. İşte Kuklacı kitabı tam da bu beklentimi karşıladı. Kitapta her an her şey olabilir diye bekliyorsunuz, işin en zevkli kısmı ise ne olacağını asla tahmin edemeyeceğiniz bir oyunun içinde yer aldığınız hissi. Çok bilinmeyenli bir denklemde olduğunuzu düşünün. Ne kadar heyecan verici değil mi? Psikolojik gerilimi sevenlerdenseniz, Kuklacı ile muhakkak tanışmalısınız. ■ SİMİRNA CİNAYETLERİ ÜÇLEMESİ / SUPHİ VARIM 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başındaki renkli, çok dinli, çok milliyetli İzmir’inde; Ermeni, Rum, Yahudi mahallelerindeki hayatlar, Fransızlar, İngilizler, Osmanlı hafiyeleri arasında geçen bir dolu yaşam ve karakter zenginliğini iyi ki bizlere sunmuş Suphi Varım. Karakterler o kadar iyi yazılmış ki, okurken adeta o yılları yaşıyor ya da yaşamak istiyorsunuz. Tüm bu çeşitliliğin ortasında yaşanan cinayetleri okurken ve çözmeye çalışırken, okuyucusuna kendini SherlockHolmes gibi hissettirmeyi başarıyor Simirna üçlemesi. Her kitapta heyecanı dorukta yaşatıyor. Simirna insanları o nazik, zarif ve görgülü tavırlarının altında keskin bir bıçak gizliyor karanlık sokaklarda. ‘’Ve işte zekânın ve küçük gri beyin hücrelerinin çözemeyeceği cinayet yoktur’’ diyorum Suphi Varım kitapları için. ■ YILDIZ, RESİM, KONSEY, KARAKOL CİNAYETLERİ / ARMAĞAN TUNABOYLU Yok yok, bunların hepsi ayrı kitaplar, tek bir kitap ismi değil. Metin Çakır polisiyesi serisine aitler, dörtleme kitaplardır. Serseri bir adam, isteyerek ya da istemeyerek işlenen cinayetlere karışıyor. Her defasında da üstüne kalıyor garibimin. Ama zeki de, zehirli bir zekâsı var. Duygusal olmasına karşın maço, istediğinde de gayet güzel acımasız olabiliyor. Irkçı ve faşist, ama bunlara rağmen ne hikmetse kendini sevdirmeyi başarıyor. Kadınlarla arası da gayet iyi. Sokaklardan gelmesi argo kültürünün gelişmesine bir hayli katkıda bulunmuş. Çokta tatlı dilli, okurken neredeyse evinize davet edeceğiniz türden, şeytan tüyü var kendisinde. Ha bu arada, Yıldız Cinayetleri kitabı, sinemalarda Şeytan Tüyü adıyla uyarlanmıştı, es geçmek olmaz. Serinin diğer polisiyelerden farklılığı, okurken sizi eğlendiriyor olması. Öyle ciddi polisiyelerden olacağım kaygısından uzak, okurken kimi zaman kahkahalarımı tutamadığım kitaplardı. Farklı bir tarzı var, kahramanımız Metin Çakır’dan hem nefret ediyorsunuz hem de niyeyse çok seviyorsunuz. Ancak serinin tamamını peş peşe okumamanız önemle tavsiye edilir. Araya başka kitaplar alın, bir yazarın seri kitaplarını art arda okumak yorabiliyor. Metin Çakır benim için kült bir isim artık, farklı tarzını sevdim. Güzel ve keyifli bir polisiye kitap serisi okumak isteyenlere önerimdir. Özlem SOLAK. | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |