11:49 Ali Haşim Muhtaroğlu’nun şehadeti ve Türkmenlerin Geleceği | |
ALI HAŞIM MUHTAROGLU'NUN ŞEHADETI VE TÜRKMENLERIÑ GELECEĞI
Ýatlamalar
Büyük dava adamı rahmetli Ali Haşim Muhtaroğlu’yla şehadetinden birkaç gün önce Irak Türkmen Cephesi binasında arkadaşlarla bir araya gelmiştik, öğle yemeğini rahmetlinin nazik ısrarlarını kırmayarak orada yedik, daha sonra Tazehurmatu’ya kısa bir yolculuğmuz olmuştur. Yol boyunca rahmetliyi, kırgın ve derin bir üzüntü içersinde gördüm, Türkmenlere karşı Selahattin il meclisi seçimleri öncesinde ciddi stratejik hataların yapıldığını ve Türkmenlere empoze edildiğini dile getiriyordu. Büyük Fars imratorluğu mefkuresi peşinde koşan İran İslam Cumhuriyeti, Afrika kıtasında başta Mısır olmak üzere birçok ülkede ve Yemen’de, Şiileştirme çalışmalarını hızla sürdürürken Türkiye, şanlı tarihine hiç yakışmayan küçük hefelerin peşinde olduğundan, yanıbaşında Irak’taki stratejik çıkarlarını ve soydaşları olan Türkmenleri koruyamazken,Türkmenleri yok olabilmelerine neden olabilecek yönlere teşvik etmektedir. Türkmen halkının iki, çok değerli evladı, Irak Türkmen Cephesi (İTC) Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu ile Selahattin ili eski vali yardımcısı Ahmet Koca ve oğlu Eren ile onlarca Türkmenin göz göre göre şehit edilmelerinden sonra Türkiye’de üzüntü ve taziye mesajları peş peşe gelmiştir. Türk Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, İTC Başkanı Sayın Erşed Salihi ile Kerkük il Meclis Başkanı Sayın Hasan Turan’a başsğlığı mesajları gönderdi, mesajında Tuzhurmatu’da çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği menfur intihar saldırısını derin üzüntüyle öğrendiğini belirti. Gül, mesajında ’’Kardeş Türk halkı acınızı yürekten paylaşmaktadır.’’ dedi. Türkiye Milli Güvenlik Kurulu da 26 Haziran’da aylık toplantısından sonra yayımladığı sonuç bildirisinde, saldırıda şehit olan İTC Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu’nun kaybından duyulan derin üzüntüsünü dile getirmiş ve bu vesileyle, bütün Iraklı kardeşlerimize taziye dilekleri ifade edilmiştir. Bildiri, Irak’ta son günlerde artış gösteren şiddet ve terör eylemlerini kınanmış, bu ülkenin huzur ve istikrara kavuşturulmasına yönelik çabaların sürdürülmesinin önemi vurgulanmıştır. Bildiride ayrıca “Ülkemiz, Irak devletinin daima sadık vatandaşları olan Türkmenler dahil tüm Iraklı kardeşlerinin güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaya hazırdır”ifadesi yer almıştır. Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu da mesajında ’’Muhtaroğlu’nun kıymetli ailesiyle görüştüm, onlar artık bize emanet. Irak’ta akan kan kimin olursa olsun kardeş kanı.’’ dedi. Kahraman şehit Ali Haşim Muhtaroğlu’nun Şehadetinden 18 sonra, Sayın Davutoğlu sağolsun, şehit Ali Muhtaroğlu’nun çocuklarını Ankara’da çok duygusal sözler sarf ederek, baba şefkatıyla kabul etmişlerdir. Kabulde çocuklara her türlü yardım sözü verilmiştir. Sayın Davutğlu’nun kabulde yardım sözü verdiği bu şehit çocuklarının ve bütün Türkmenlerin geleceği Irak’a bugün tehlikededir. Türkiye cumhuriyeti hükümetlerinin, Talabani-Barzani partilerine vermiş olduğu desteğin beşte birini Türkmenlere vermiş olsaydı, Türkmenler bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmayacaklardı. Sayın Celal Talabani Amerikan işgali öncesi Erbil’de vermiş olduğu bir demecinde “Bu hale gelmemizde Türkiye’nin rolü %60 tır, Türkiye’ye müteşekkiriz.” demiştir.Talabaninin sözünü ettiği Türkiye’nin bu % 60 yardımın benzeri yardımıların Türkmenlere nenden verilmediği düşündürücüdür. Türkmenler, bilinçli ve programlı olarak hunharca katledilerek, toprakları işgal edilerek yok edilmek istenirken, Türk yetkileri ve makamlarının kınama, üzüntü, taziye ve başsağlığı mesajları temenniden başka hiçbir şey ifade etmemektedir ve Türkmenlerin karşı karşıya oldukları tehlikleri, ne engelleyebilecek ne de caydırıcı olabilecektir. Tuzhurmatu’nun uğradığı son korkunç saldırı ve peşinden gelen Türk yetkililerinin kınama ve taziye mesajları, Türkmenlerin ne kadar güçsüz ,ne kadar kimsesiz ve desteksiz olduklarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye’nin bölge’ye, Irak’a ve Türkmenlere yönelik olan yanlış politikaları, Türkiye’nin güveniliğini iyice yıprattığı gibi Türkmenlere karşı sürdürülen yıldırma ve yok etme saldırılarını da maalesef cesaretlendirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti büyük devlettir, kendi politik ve ekonomik çıkarlarını her şeyin üstünde tutabilir, Türkmenlere ister yardım eder, ister yardım etmez ve dış politikasında Türkmenlere de yer vermeyebilir. 1959’dan beri Türkmenlerin maruz kaldıkları yok etme saldırlarına Türkiye hep sessiz kalmıştır ve sessizliğini de galiba devam ettirecektir. Doğruyu söylemek gerekirse,bu konudaki kabahatın ve hataların büyük çoğunluğunu Türkiye’de değil , kendimizde aramak gerekir. Türkmen halkı, Türkiye’ye gel bizi kurtar hastalığından kurtulmadıkça, el açıp dilenmekten vazgeçmedikçe, kendi yağında kavrulmadıkça, Türklüğünün bilincine ve şuuruna sahip olmadıkça, örgütlenmedikçe, kendi geleceğini kendi özgür iradesiyle belirlemedikçe, işgal altındaki topraklarını kurtarmadıkça ve öz devrimini gerçekleştirmedikçe, başkalarından başta Türkiye olmak üzere ilgi ve yardım beklememelidir. Türkmenlerin tarihi yurdu Türkmeneli, Baas rejimi tarafından otuzbeş yıl boyunca Araplaştırma poltikalarına maruz kalmış ve Irak’ın çeşitli bölgelerinden getirilen Araplarla iskan edilmiştir. 2003’te Irak’ın Amerikalılarca işgal edilmesinden sona, Türkmen yurdu bu kez Kürt istilasına uğramıştır. Türkmenlerin kalbi olan Kerkük ve diğer Türkmen şehir ve kasabalarının demografik yapısı bu kez Kürtlerin lehine değiştirilmiştir. Kerkük,Telafer ve Tuzhurmatu, Türkmenliğini yitirirse Türkmenlerin gelecekeri asimilasyonla tehlikeye girer. Tuzhurmatu’da, son bir yılda yoğunlaşan programlı kanlı terör saldırılarının hedefi, Türkmenleri yıldırmak, göçe zorlamak ve Tuzhurmatu bölgesini Türkmen milli şuurundan yoksun bir bölge haline getirmektir, Türkmen millieti sevdalısı Ali Haşim Muhtaroğlu ve arkadaşları belki de bu nedenle hedef seçilerek 25 Haziran 2013’te şehit edilmişlerdir. Ali Haşim Muhtaroğlu ve arkadaşlarının şehadetleri, Türkmen halkının uyanışına ve dolayısıyla kurtuluşuna ve mübarek kanlarının bu kez yerde kalmamasına vesile olacağını umut ederiz. Şehit Ali Haşim Muhtaroğlu ile şehit dava arkadaşlarına ve bütün Tuzhurmatu şehitlerine yüce Allahtan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve geleceği tehlikede olan halkımıza da milli uyanış dileriz. 2013 y. Fevzi TÜRKER. | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |