02:31 Gökdepe şehitlerini unutmadyk / türkçe | |
GÖKTEPE ŞEHITLERINI UNUTMADIK
Taryhy makalalar
Ruslar Göktepe'yi ilk olarak 1879'da kuşattı. 2 yıl süren savaşın akabinde ciddi bir sonuç elde edemediler. Bunun üzerine Rus Çarı, Osmanlı Devletine karşı Şibka cephesinde savaşan ve Türklere karşı şavaş tecrübesi olan Genaral Skobelev'i bu cepheye atadı. Rus kaynaklarına göre, bütün Orta Asya'yı almak için yapılan harcama kadar, Türkmenistan'ın işgali için, masraf yapıldığı bildiriliyor. Bütün bu çabalar sonunda, 1881 yılında Göktepe Kalesi Ruslar tarafından işgal edilebildi. Ruslar kaleyi alırken on binlerce Türkmeni şehit etti. • Göktepe neresi? 12 Ocak Neden önemli? Göktepe, Aşgabatın Batısında, şehre 34 km. uzaklıkta, bir kahramanlık abidesi, bütün haşmetiyle dimdik ve alnı ak bir şehir. Türkmenlerce mukaddes bir yer, adeta ikinci Kabe, Orta Asyanın son kalesi. Ne yazık ki bu kalenin yerinde bugün yeller esiyor. Çünkü, binlerce Türkmenin, çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek demeden kanına giren zalim Rus generali Skobelev, Göktepenin düşmesinden (12 Ocak 1881) tam bir hafta sonra, Neronu aratmayacak şekilde askerlerine şu emri verir: Kalenin surlarını yıkın ve Göktepeyi sabanla sürün! Bu emir üzerine yedi metre yükseklikteki, iki faytonun yanyana geçebildiği surlar, Rusun topuna ve mayınlarına teslim olur, şehitler misali toprağa serilir. Göktepe faciası, Türkmenler için çok acı, Rus ordusu için ise parlak bir başarı(!), hatırası ebediyyen yaşayacak bir hadise olarak tarafların tarihine geçer ve bugünlere kadar gelir. Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov, 12 Ocakı çok anlamlı bir şekilde Hatıra Günü olarak ilan eder ve Göktepenin şehitleri ezansız, duasız kalamaz diyerek, Göktepenin şan ve şerefine yakışır bir cami inşa ettirir. 19. yüzyıl dünya tarihinin acıklı ve dehşetli bir kesitini oluşturan Göktepe savaşları, Rus zulmünün doruk noktasına ulaştığı bir savaş olarak dünya tarihine geçerken aynı zamanda emperyalizmin gerçek yüzünü de ortaya koyar. Ayrıca, bu savaşın Türkistan tarihindeki yeri, önemi ve bugünün Türkmenistanı için taşıdığı anlam da oldukça büyüktür. Göktepe iki savaşa şahit olur. • I. Göktepe Savaşı Rusların sıcak denizlere (Hint Okyonusuna) inme politikasının bir sonucu olarak Türkmenlerin yaşadıkları topraklar üzerinde Ruslar, İranlılar ve İngilizler arasında nüfuz ve hakimiyet kavgası oluyordu. Nitekim, 5 Kasım 1869da Albay Stoletov komutasındaki Rus askerleri Kızıl Suva (Krasnovodsk) çıktılar. Ruslar bu ilerleyişlerinden İranlıları rahatsız etmemek için Atrek Irmağını iki ülkenin sınırı kabul eden bir anlaşmayı imzaladılar. Rusya 1873te de Orta Asyadaki İngiliz menfaatlerine riayet edeceğine dair bir anlaşmayı da İngiltere ile yaptı. Bu arada, üç aydan fazla süren çarpışmalar sonucu Hive, 29 Mayıs 1873de Türkistan Genel Valisi Von Kaufman tarafından işgal edildi ve 12 Ağustos 1873de 18 maddelik bir anlaşma metnini Hana imzalatıldı. Aynı şekilde, 18 maddelik bir anlaşma da Buhara Hanına imzalattırıldı. Ruslar bu ilhaklardan sonra, 9 Mart 1874de Hazar Denizi Etrafı (Trans-Caspian Region) Askeri Sancağını Kafkasya Başkumandanına tabi olmak üzere Krasnovodosk da teşkil ettiler. Ruslar Krasnovodosk ve Çekişlerde mevkilerini sağlamlaştırdıktan sonra General Golvaçev idaresinde harekete geçtiler. Yomudları 1874 de boyunduruk altına aldılar. General Lomakin idaresindeki kuvvetler de 1871den 1879a kadar Teke Türkmenleri ile savaştılarsa da başarılı olamadılar. 1872den itibaren Albay Morozov idaresindeki askeri kuvvetler Kızıl Arvat yönünde harekette bulundular ise de bu şehri ancak 1877de ele geçirebildiler. Krasnovodosk üssünden uzaklaştıkları için Kızıl Arvatı ellerinde tutamadılar. İleri harekatı yürütebilmek için 1878de Atrek Irmağında Çat Kalesini inşa ettiler. Bu arada başlayan 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı (93 Harbi) Rusların Göktepe üzerine olan hareketini gecikitirici bir etken oldu. Öte yandan 1878de İngilterenin Kabil, Kandeher ve Gazneye girmesi Rusların ileri hareketlerini sürdürmeleri için yeterli gerekçeyi teşkil etti. Ruslar Horosandan İngilizler üzerinde tesirli olmayı planlıyorlardı. Kafkasya Valisi 21 Ocak 1879 da Ahal Teke Vahası problemini çözmek üzere Harbiye Bakanı Milyutin, Dışişleri Bakanı yardımcısı N.K.Girs, Genelkurmay Başkanı Geyadin ve V.V.Gurtşin, A.I. Gluhovski, A.N.Kuropatkin gibi generallerin katıldığı bir toplantı düzenledi. Hedef, Göktepenin ele geçirilmesiydi. Son saldırı kararından önce vukubulan çarpışmalarda Ruslar defalarca yenilgiyi kabul etmek zorunda kalmışlardı. 27 Ağustos 1879da Rus Birlikleri, Lomakin komutasında, Göktepe mustahkem mevkilerindeki Dingli Tepe ye saldırdılar. Lomakinin karşısında Berdi Murat Han vardı. Türkmenler 2 bin civarında şehit vermekle beraber Rus taarruzlarını püskürtmeyi başardılar. Rusların, General Tergokazov idaresinde Bendesen Kalesi ne yaptıkları hücum da püskürtüldü. Rus kaynaklarına göre, 1879 Göktepe Savaşında 19 bin civarında Rus askeri hastalanmıştı. (Bu rakam, gerek sefere başlarken ve gerekse de savaş sonrası askeri kuvvetlerinin sayısı, niteliği ve kayıpları hakkında tuttukları kayıtları hiç bir zaman açıklamayan Rusların askeri kuvvetlerinin miktarı konusunda az çok bir fikir verebilir.) • II. Göktepe Savaşı Başarısız çatışmalardan sonra 1 Mart 1880'de Göktepe hareketinin yönetimi Hazar Denizi Etrafı Askeri Sancağı Kumandanı General Skoboleve verildi. Bu generalin lakabı Gözü Kanlı idi. Rus kuvvetleri 7 Mayıs 1880de Çikişlerden 10 bin asker, 18 top, 5 bin 384 top mermisi ve 1786 at ile Göktepe üzerine yürüyüşe geçtiler. General Skobelev, nihai saldırıdan önce 18 Haziran 1880de General Kuropatkine şöyle yazıyordu: Asyayı sadece boyunduruk altına almamalı; bilakis onu hissedilir derecede dövmek gerekir. Skobelev, Türkmenlerin kuvve-i maneviyelerini kırmak ve gözlerini korkutmak için Türkmen boylarıyla görüşmeler yapıyor ve onları birbirine düşürmeye çalışıyordu. Caferbey Boyunun büyüklerinden Koşlıya: Bir damla Rus kanına mukabil, Türkmen kanını derya gibi akıtacağını söyleyerek tehditler savuruyordu. Skobelev, adamlarına; Caferbey ve Atabey Boylarının önde gelenlerinin deve ticareti bahanesiyle davet edilerek bir araya toplanmasını ve misafirlerin hapse atılmalarını emretti. Gerçekten de davete uyan misafirler hapsedildi. Öte yandan bütün Türkmenlerin sevip saydığı Nur Verdi Han 28 Nisan 1880de vefat etti. Yerine oğlu Mahtum Kulu seçildi. Oraz Mamed Han Başvekil, Kurban Murat Han Başhakim (Kadı) Dıkma Serdar ise Dingli Tepe Kumandanı seçildiler. Ruslar, askerlerini İrandan temin ettikleri yiyecek ve mühimmatla beslerken, Türkmenlerin İrandan gıda maddesi almalarını engelliyorlardı. Bunun yanısıra Türkmenlerin, Rusların modern silahlarına karşı koyabilecek güçlü silahları yoktu. Kalede ağır silah olarak tek bir top vardı. 6 Temmuz 1880'de Ruslar Egen Batur Kalesine saldırıya geçtiler. Türkmenler üç yönden mukabele ettiler. Dıkma Serdar kaleden; Evez Durdı Serdar kumdan; Nur Muhammed Serdar tepeden saldırdılar. Rus kayıpları her zamanki gibi açıklanmamakla beraber, Türkmenlerin 15 bin şehit verdiği Rus kayıtlarında yer almaktadır. Ayrıca bu savaşta Türkmenler Hudayar Han, Allah Nur, Nefes Karebelah ve Berk Ali Han gibi mümtaz kumandanlarını şehit verdiler. 20 Aralık 1880de Ruslar 6 bin 300 asker, 52 top ve 2 mayın fırlatıcısı ile Yengi Kaleye, 27 Aralıkta da Dingli Tepeye saldırdılar. Türkmenler, 27 Aralık saldırısıyla beraber 30 Aralıktaki Rus taarruzunu da püskürterek karşı saldırıya geçtiler. Çatışmalar 6 Ocaka kadar aralıksız sürdü. 8 Ocak günü Ruslar Göktepe surlarında gedik açmaya muvaffak oldularsa da kaleye giremediler. Rusların gövde gösterileri Türkmenleri yıldıramıyordu. Nitekim, Rus topçu ateşine rağmen Türkmenler, 11 Ocak gecesi düşmanın sol cenahına büyük bir baskın yaptı. Ruslara büyük kayıplar verdiren Türkmen yiğitleri bir top ile yüzlerce tüfek ve birçok cephaneyi de ele geçirmeye muvaffak oldular. Ruslar, Orta Asyayı işgale başladıklarından beri ilk defa bir savaşta toplarını karşı tarafa kaptırmışlardı. Rusların bir diğer ilki de birkaç gün önce alay sancaklarının Türkmenlerin eline geçmesiydi. Fakat 12 Ocak günü Ruslar, dörtkoldan, dört birlikle (11 bölük ile Kurapatkin; 8 bölük ile Koselkov; 4 bölük ile Gaydarov; 21 bölük ile Skobelev) kaleye hücum ettiler. O gün Göktepe müdafii Türkmenlerden 6 bin kişi şehit düştü. 6 bin şehitle beraber Göktepe de düşmüştü. Rus kaynaklarına göre Dingli Tepenin kuşatılmasında bin 104 Rus askeri öldü. Öte yandan; Temmuz 1880de bu kalede 5 bini silahlı olmak üzere yaklaşık 30 bin kişi vardı. Kale düştüğünde ise sadece kadın ve çocuklardan ibaret olmak üzere 5 bin kadar kişi kalmıştı. Göktepenin düşmesinden sonra Türkmen önderlerinden Dıkma Serdar, Kul Batur, Evez Kulu 27 Mart 1881de esir edildiler ve 9 Nisanda da Petersburga gönderildiler. Tahrandaki Rus elçisi Zinovyev 14 Ocak 1881 de Şah Nasruddine Göktepenin işgalini bildirdi. Zaferden dolayı Şah tebriklerini bildirdi. 9 Aralık 1881de de Rusya ile İran arasında Atrek Irmağını sınır kabul eden bir anlaşmayı imzaladı. Göktepe Savaşı bu kronolojik ve ansiklopedik bilgilerin ötesinde, Rus ve Türkistan tarihlerinde özel bir anlam ifade eder. Ruslar açısından; Türkmenlerin yaşadığı bölgelerin işgaliyle Türkistanın istilası tamamlanmış ve Türkistanın son kalesi düşmüş oluyordu. Böylece, Kafkasyayı Hazar kıyılarından Türkistana bağlayan yolları ele geçirmekle ticari ve stratejik kontrol de ellerine geçmiş oluyordu. Bu kale Türkistan işgal tarihinde en zorlu, en çetin kaleydi ve Ruslara oldukça pahalıya mal olmuştu. Çünkü Rusların Ahal Teke havzasını ele geçirmek için verdikleri zayiat bütün Türkistanı ele geçirmek için verdikleri zayiattan daha fazlaydı. Bir kaynak Türkmenlerin teknik silah donanımından mahrum olmalarına rağmen savaş kabiliyetleri ile ilgili olarak şunları yazmakta: Tekeler kuşatmanın başlangıcından beri ölüm için savaştılar. Hücumları bilhassa korkunçtu. Geceleyin kediler gibi sıçrayıp, aslanlar gibi savaşıyorlardı. Fazilet odur ki düşman dahi takdir ede fehvasınca, Türkmenlerin karakter sağlamlıkları ile ilgili olarak General Lomakin şöyle demekten kendini alamıyordu: Onların saflarından, miktar ne olursa olsun, para için casusluk yapacak adam bulmak imkansızdı. Onlar, milletlerine sadık kimselerdi. Bu sadakatlarını ne hediyeler, ne de tehditler sarsabildi. Göktepe bu bağlamda, Türkmenistanın milli birlik ve beraberliğini gösteren canlı bir milli semboldür. Bugün Göktepede savaş dönemi dini liderlerinin türbeleri 110 yıllık esaret döneminin bütün olumsuzluklarına rağmen gayretli Türkmen halk ve devletinin himmetleriyle kısa bir sürede yeniden ihya edilmiştir. Medrese ve devasa camilerin inşası da, halkın ve yönetimin bu kahramanlık destanına sadece romantik bir yaklaşım sergilemediğini, real planda da bir algılamanın olduğunu göstermektedir. Göktepenin şehidleri adeta yeniden iki ayakları üstüne doğrulan Türkmenlere taze ruh üflemektedir. Şehit kanlarının bereketi Türkmenistanın yeniden inşasında esaslı bir unsur olmaktadır. Bütün bunlar, şehitlere ölü demeyin anlayışının tezahürüdür. Evet, Türkmen halkı açısından Göktepe Savaşı, çok dengesiz bir mücadelede düşmana karşı vatanlarını, dinlerini ve şereflerini kahramanca savundukları, zaferle bitmeyen bir kahramanlık destanı olmuştur. Göktepe Kalesi dün de olduğu gibi bugün de Türkmen kardeşlerimizin birlik ve beraberliğini temsil eden yıkılmaz bir kale olarak gönüllerde dimdik emperyalizme meydan okumaya devam etmektedir. Göktepe, bugün sadece Türkmenistanın değil, bütün TURAN'ın birlik ve beraberliğini temsil eden bir Kale dir. http://www.turkiye-turkmenistan.com/turkmen-milleti-goktepe-sehitlerini-aniyor/ | |
|
Teswirleriň ählisi: 0 | |