00:25 Azerbaýjan türkmenleriniñ taryhy / dowamy | |
Seyid Mahmudlu Oymağı; Arasbar’da Çayırlı köyünde kışlar ve ziraat yapardı.
Taryhy makalalar
Molla Fazıllu Oymağı; Arasbar’da Kaşga, İncili, Gelinci ve Çobanbegli köylerinde kışlar ve ziraat yapardı. Ayrıca, Tiflis vilayetinin Baydar nahiyesinde Civanşir Pehlivanlı adlı bir oymak yaşamaktaydı.[51] 19. asır başlarında Azerbaycan’da 12 bin hane Civanşir Türkmeni bulunuyordu.[52] Direciler (Dericiler); 1727 yılı itibariyle Meraga (Kavdan nahiyesi) ve Tebriz (Serdsahra, Hıtay, Dihcuarkân, Direcrûd ve Mihranerûd nahiyeleri) yörelerinde tesadüf edilen bu taife, Anadolu’daki Atçekenlere benzer, dericilikle uğraşan bir meslek teşekkülü olarak görülmektedir. Direci taifesine bağlı oymaklar; Akça, Kasım, Mekin ve diğer Kasım (Kavdan), Debbağan ve Emir (Serdsahra), Melik (Hıtay), Hacılu, İmanî, Mirza (Dihcuarkân), Hamza, Hasanbeg, İskender, Kebir, Nebarbeg (Direcrûd), Direci, İskender (Mihranerûd) ’dir. (Bk.Tablo-6 ve 12) Döger; Karakoyunlularla birlikte 15. asrın başlarında Kuzey Suriye’den Azerbaycan taraflarına gelen Dögerlerden[53] bir teşekkül, Otuzikili taifesine bağlı oymaklar içerisinde zikredilmektedir. Bu oymak, Gence’nin Arasbar bölgesinde Hüseyinli köyünde kışlardı. Revan’ın Iğdır nahiyesinde bir kışlak, Makü nahiyesinde bir köy (Bk.Tablo-2, 3, 5 ve 9) ve Tiflis’in Demircihasanlı nahiyesinde yine bir köy bu boyun ismini taşıyordu.[54] Dulkadir; Maraş ve Boz-ok bölgesindeki Dulkadir ulusundan, daha ziyade Boz-ok oymaklarının oluşturduğu bir teşekküldür. Şeyh Haydar döneminde göç ettiği tahmin edilmektedir. Kavurgalu, Söklü, Şemseddinlü, Eymür, Hacılar, Saru Şeyhlü, Camuslu ve Çiçekli obalarından oluşmuştu.[55] 1593 ve 1727 tarihli tahrir defterlerinde bu obalardan; Söklü, Hacılar (Karaağaç/Gence-Çorşî/Hoy), Şemseddinlü (Arranî/Gence) ve Kavurgalı (Dağıstansınırı/Gence) kayıtlıdır (Bk.Tablo-2 ve 4). Eymir; Safevî Devleti’nin dayandığı Oğuz boylarından biri olup, Dulkadir ulusu ile birlikte Anadolu’dan Azerbaycan’a göç etmişti.[56] Eymirler, Gence, Karabağ ve Revan’da yaşıyorlardı. 1727’de Gence’nin Şemkir nahiyesinde ve Halha kazasında beş grup halinde yaşarlardı. Ayrıca, Otuzikili oymakları arasında da Eymirli aşireti vardı. Şemkir’de Karaazık, Halha’da Küçük Eyüblü, Gülacı, Karahanlı ve Arablı köylerinde yaşıyorlardı. Araplı köyünde meskûn olanlar, Güzeldere ve Hantepe’de yaylardı. Otuzikili oymakları arasında zikredilen Eymirli oymağı, Karabağ’a tabi olup, Arasbar’da Erişe ve Yolbaş adlı yerlerde kışlar, Tebriz’de Kapan sancağında Üçtepe adlı yerde yaylardı. Revan’nın Gerni nahiyesinde Eymir Bulacı ve Eymirlü, Şüregel’de Eymir Hanlu adlı obalar meskûndu (Bk.Tablo-3, 9 ve 10). Göresenlü; Van havalisinden Hoy bölgesine göç etmiş bir aşirettir.[57] 1727’de Hoy’un merkez ve Sekmanabâd nahiyelerinin Balıkî, Ali Şeyh, Muradali, Hamza, Ak bulak, Hasan Fakih, Karban Fakih, Murad Hacılu, Keluvanis, Begegüniz, Vebsis Bavuşanlı, Karaağaç, Dünbeki, Kabun, Kilise, Bağlacı, Ablanlu, Evliya ve Kızılca köylerinde obalar halinde yaşayan 166 hane, 20 bekar nüfusları vardı (Bk.Tablo-4). 20. yüzyıl başlarında Selmas civarında da bu aşirete rastlanmaktadır. Hacı Alilü; 1727’de Gence’nin Şemkir ve Kürek nahiyeleri ile Halha kazasının Tavus nahiyesinde ve Arasbar kazasında gruplar halinde yaşayan bu aşiretin Şemkir’de yaşayanları Kızılcabaş ve Tağlı dağlarının eteğinde yaylayıp, Eylemezin ve Anbarlı köyleri yakınında kışlarlardı. Kürek’te yaşayanlar da önce Sorluk Çayırlı köyünde kışlayıp, Şemkir’de yaylarlardı. Daha sonra, Şirvan’a göç ettiler. Tavus’ta yaşayanları Manzurlu ve Girzanlı’da dağınık halde kışlar, Karakaya ve Göyçeli’de yaylardı. Arasbar’da da Arslandüz köyünde beşer hanelik iki oba halinde yaşayan aşiret mensupları, büyük ölçüde çeltik ziraatiyle uğraşıyordu (Bk.Tablo-3). İğdır; Bu Oğuz boyuna mensup mühim bir kol bugün Türkiye sınırları içerisinde kalan Iğdır ilimize yerleşmiş ve adlarını bölgeye vermişlerdir. Iğdır bölgesi, 18. yüzyılda Revan vilayetinin sınırları içerisinde nahiye statüsünde yer alıyordu. 1727’de Revan, Gence ve Urmiye bölgelerinde bu boya bağlı obalar yaşamaktaydı. Urmiye’nin Belde nahiyesinin Hangân köyünde, Gence’nin Şemkir nahiyesinde Iğdırlılara bağlı Bozdoğanlar, Revan’da Iğdır nahiyesinde aynı adlı köyde obaları yaşamaktaydı (Bk. Tablo- 3, 10 ve 13). Kaçarlar; Bu boy adını Hülagu’nun maiyetinden atabeg Sartak Noyan’ın oğlu Kaçar Noyan’dan almıştır. İlhanlı Devleti’nin çöküşünden sonra Suriye hududuna göç ederek buraya yerleştiler. Ancak, Timur buraları ele geçirdiğinde Kaçarları, önce Azerbaycan-İran’a getirdi. Bir kısım Kaçar, Gence- Revan bölgesine yerleşti. Büyük bir nüfus kütlesi ise Türkistan’a gönderildi. 16. yüzyılda kalabalık bir nüfusa sahip olmamakla birlikte, Safevî devlet yönetiminde etkili olan Kaçarların, 18. asırda nüfusları ve kuvvetleri arttı. Avşar hanedanının son bulması üzerine Ağa Muhammed Han idaresinde 1779’da İran yönetimini ele geçirdiler. Bu hakimiyetleri 1925’e kadar sürdü.[58] 1593’de Gence’de yaşayan Kaçar aşiretleri; Karaca Sevgülen, Kaytak, Eğlenlü, Ağcakoyunlu, Kolsuzlu, Gediklidillü, Şam Bayatı, Yıva Kaçar’dı. 1727’de bu aşiretlerden Gediklidilli, Yavlak Karamanlı nahiyesinde Gumlak ve Karatepe köylerinde iki oba halinde yaşıyordu. Yine aynı tarihte Revan’ın Aralık ve Gerni nahiyelerinde Ali Kaçarlu ve Kaçarlu isimli iki oba vardı. Ali Kaçarlu, Karakışlak, Ağcakışlak ve Almalu köylerinde sakindi. (Bk. Tablo- 2, 3 ve 10). Tiflis’in Demircihasanlı nahiyesinde de bir Kaçar obası yaşıyordu.[59] 19. asır başlarında Kaçarlar, Yukarıbaş ve Aşağıbaş olmak üzere iki kola ayrılmıştı. Bu kollar, Kavallu (Koyunlu), Develü, Sapanlu, Köhnelü (1727’de Gence’nin Şemkirbasan nahiyesinde kışlak olarak geçmektedir), Kara Musanlu, Kikyalu, Dabanlu (1727’de Gence’de yer adı olarak rastlanmaktadır), Suçanlu, Kerlü ve İzzeddinlü (1593’de Gence’nin Dağıstan sınırında bir obaya rastlanmaktadır) obalarından oluşuyordu. Bu yüzyılda Revan ve Gence bölgelerinde 1.500 kişi, Karabağ’da 12 bin hane Kaçarlu yaşıyordu.[60] Karakoyunlular; 15. yüzyılda Azerbaycan’a gelen Karakoyunlular, Sa’dlu, Baharlu, Duharlu, Karamanlu, Alpagud, Çekirlü, Ayinlü, Hacılu, Ağaçeri, Döger ve Bayramlu oymaklarının bir araya gelmesinden oluşmuş bir konfederasyondu.[61] Azerbaycan coğrafyasında derin izler bırakan bu ulusun obaları, Gence, Karabağ, Revan, Hoy, Meraga ve Tebriz bölgelerinde yaşardı. 1591’de Revan merkez, Aralık ve Ağçakal’a, 1593’de Gence’nin Kürekbasan, Berda’nın Sir nahiyelerinde yaşayan obalar vardı. 1727’de Gence’nin Halha kazasının Hasansuyu ve Tavus nahiyelerinde Kür nehri kenarında kışlayıp, Göyçeli, Emirli ve Karakaya’da yaylayan bir grup vardı. Bir başka obası da Otuzikili oymakları arasında yaşıyordu. Bu oba, Karabağ’a tâbi olup, Arasbar’da Yarkemer’de kışlar, Revan’da Ramsaklı’da yaylardı. Hoy’un Süleymansaray nahiyesinin Girân, Hoşabulak, Akbaba, Menebulak, Halifekenti, Ereğli, Melik, İnice, Kepe, Kayacı, Mezkin, Karacalı, Sufî, Şekerli, Cenlar ve Karazemin köylerinde dağınık halde yaşayan bir kol bulunmaktaydı. Diğer bir oba, Meraga’nın Acrî nahiyesinin aynı adı taşıyan köyünde sakindi. Bir başka oba, Tebriz’in Sarıkurgan kazasının Acrî-i ulya nahiyesinde yine aynı adı taşıyan köyde yaşardı. Bir takım obalar da Revan’ın Iğdır, Aralık ve Gerni nahiyelerinde kendi adlarını verdikleri kışlak ve köyde konar-göçer hayat sürerdi. (Bk. Tablo- 2, 3, 4, 6, 9, 10 ve 11). 1727 yılı itibariyle Karakoyunluların Azerbaycan coğrafyasında, 404 hane, 18 bekar bir nüfusu bulunmaktaydı. Karakoyunlu ve Akkoyunlu aşiretleri, 19. yüzyılın başlarında Hoy- Revan bölgesinde 8 bin hane kadardı. Güney Azerbaycan’da da 10 bin hane kadar bir nüfusa sahiptiler.[62] 20. asır başlarında Maku bölgesinde Maku-Zengmar çayıyla Akçay arasında yaşıyorlardı. Tamamen yerleşik hayata geçen Karakoyunlular, Şiî inancını muhafaza ediyorlardi. Başlarındaki reise, “ahund” denirdi.[63] Karakoyunlu Devleti’nin asıl dayanağını teşkil eden teşekküllerden biri Baharlu taifesidir. Baharlu, aslen Hemedan taraflarından olup,[64] 1727 itibariyle Azerbaycan’da Hoy ve Gence bölgelerinde konar-göçer olarak hayat sürmekteydiler. Nitekim, Hoy Baharlu obalarından biri Gence taraflarında kışlar, Hoy’un Mincuvan nahiyesinde yaylardı. Diğer bir oba, Bağbirut nahiyesinde Kadalı yaylağında yaylardı. Gence’de Gül Baharlu adını alan oba da Berda’nın Ayrıca köyünde yaşardı (Bk. Tablo- 3 ve 4). 19. asır ortalarında 2 bin hanelik nüfusa sahipti.[65] Karamanlılar; Karakoyunlu fedarasyonuna bağlı bu teşekkül, adını Gence ve Berda hakimi Emir Karaman’dan almıştır. Emir Karaman, Kara Yusuf’un beglerbegisi idi.[66] Azerbaycan tarihi ve coğrafyasında büyük rol oynayan bir taifedir. Nitekim, Gence’nin bir nahiyesinin adı Yavlak Karamanlı’dır. 1593’de Şemkir Aranı ile Ahıstabâd nahiyesinin Yalnızağaç ve Hanlık köylerinde ziraat yaparlardı. 1727’de Gence’nin Şemkirbasan’ın kendi adlarını ve Kürekbasan’ın Zivan köyleri ile Berda’nın İncesu nahiyesinde Şilek ve Alacık köylerinde ve Tiflis’in (Borçalı) Demircihasanlı nahiyesinde Karamanlı aşiretleri yaşamaktaydı (Bk. Tablo- 2 ve 3). Demircihasanlı’da Yüzbaşı taifesine bağlı Karamanlı Hasan (Alaağaç köyü) ve Karamanlıbeli namında iki oba bulunmaktaydı.[67] Karapapaklar; Azerbaycan halkını oluşturan Türk aşiretlerinden biri olup, soyları Kazaklara dayanan Karapapaklar, 1828 tarihine kadar Kuzey Azerbaycan’ın Kazak-Şemseddin Hanlığı arazisinde, Borçalı nehri kıyılarında ve Revan-Gence arasındaki Gökçegöl civarında yaşarken, daha sonra bir kol güneye inerek Meraga’nın Suldus nahiyesine, diğer bir kol batıya göç ederek Kars, Çıldır, Sarıkamış, Arpaçay, Iğdır, Akbaba, Çaldıran, Sökmenova, Karaköse ve Taşlıçay (Ağrı) taraflarına gittiler.[68] Urmiye Gölü çevresinde yaşayanlar “Suldus” adını aldılar.[69] Suldus bölgesinde, Ağcarevane, Ali Dervişli, Çakal Mustafa, Çelebi, Delice Ahi, Hamidşah, Kızanlu-yı Şiran, Mamaşalu, Okçı, Sultanlu, Tavuklu, Timur gibi aşiretler yaşardı (Bk. Tablo- 6). Burada, 19. asır ortalarında bin beş yüz ev, 20. yüzyıl başlarında 250 kadar köyde takriben 3 bin hane nüfusa sahip Karapapak oturuyordu.[70] Kargınlar; Oğuzların Kargın boyuna bağlı obaların, Dulkadir ulusuyla birlikte Azerbaycan’a göç ettiği tahmin edilmektedir. 1591 ve 1727 tarihli kayıtlarda Revan’ın Şerür nahiyesinde Kargın-ı ulya ve sufla köylerinde yaşadığı tesbit edilmektedir (Bk. Tablo- 9 ve 10). Kebirliler; Hazar Türklerinden olan bu taife,[71] 1727’de Karabağ’a tâbi olan aşiretlerden olup, kalabalık bir nüfusa sahip olmasına rağmen 1726’da Şahsevenlerin çıkardığı karışıklık sırasında dağılmış ve Azerbaycan’ın muhtelif bölgelerinde dağınık (perakende) halde yaşamaya başlamıştır. Bunlardan koyunculuk yapan bir grup, Civanşir oymakları arasına girerek, onlarla birlikte yaşamıştır (Bk. Tablo- 3). Civanşir Kebirli isimli bir oba da Tiflis’in Baydar nahiyesinde (33 hane, 15.000 akçe vergi) yaşıyordu.[72] 19. asır ortalarında Karavandlı, Ulubabalı, Kızılahmedli ve Arıkahmedli isimli dört kola ayrılmıştı.[73] Kengerlü; Ustacalu boyuna bağlı olan bu aşiretin,[74] 1727 yılına ait kayıtlarda Nahçivan aşiretlerinden olduğu belirtilmektedir. Bu aşiret, önceden Nahçivan’da Salpartan yaylağında yaylar, Karabağ’da kışlardı. Arasbar ve Bayat’ta mal, mülk, bağ ve üzüm bağlarına sahip idiler. 1726’da Şahsevenlerin çıkardığı şekavet sırasında Kengerliler de bu harekete katılmıştır. Bunun üzerine devlet, Kengerli aşiretlerinden bir kısmını Seylan bölgesine sürmüştür. Zikredilen tarihten sonra göç ettirilmemiş aşiretler, Civanşir ve Otuzikili aşiretleri arasında yaşıyordu. Hayvancılık yapan diğer bir grup, Gencebasan dağlarında yaylayıp, Arran’da kışlıyordu (Bk. Tablo- 3 ve 8). 19. yüzyıl başlarında Aras’ın kuzeyinde 5 bin hane, Nahçivan’da 920 hane Kengerlü yaşamaktaydı.[75] Ancak, Azerbaycan topraklarını Ermenistan yapmaya çalışan Ruslar, 1830 yılında Kengerlilere baskı yaparak onları yurtlarından sürdü. Bu meyanda yaklaşık 1.270 Kengerli ailesi (6.300 kişi) yurtlarından tehcir edildi.[76] Günümüzde Nahçivan’ın Şerur ilçesindeki Hok, Gıvrak ve Karabağlar köyleri halk arasında Kengerli köyleri olarak bilinmektedir.[77] Kınık; Selçuklu Hanedanını çıkaran bu Oğuz boyuna mensup bir oba, 1591’de Revan merkez nahiyede Kınık Hacı köyünde yaşamaktaydı (Bk. Tablo- 9). Muganlu; Aras nehrinin güneyinde yer alan Mugan bölgesine yerleşen Türkmenlere verilmiş bir isimdir.[78] Sonraki yıllarda Mugan’dan ayrılarak, Tiflis (Borçalı-Kazak) (Baydar, Demricihasanlı ve Ağçakal’a nahiyelerinde 92 hane, 41.660 akçe vergi),[79] Meraga (Seracu nahiyesi), Nahçivan (Derealakeş nahiyesi), Revan (Gerni, Şerür, Şüregel nahiyelerinin Karabulak ve Alişar köyleri) ve Tebriz (Bedustan nahiyesi Develi ve Kocakehriz köyleri)’de yerleşmişlerdir (Bk. Tablo- 6, 8, 9, 10 ve 12). 19. asır başlarında Mugan yöresinde 6 bin kişilik Muganlı grubu yaşıyordu.[80] Mukaddemler; Erzurum-Pasin arasında yaşarken buradan göç ederek Meraga ve etrafında yerleşmiş bir Türkmen grubuydu. Meraga’ya “il-i Hülagu” adını vermişlerdi. 19. asırda Meraga-Urmiye havalisinde yerleşik hayata geçmiş 5 bin hane Mukaddemli yaşardı. Asrın başında teşekkülün beyi Azerbaycan beglerbegisi Ahmed Han’dı.[81] 1593’de Gence Arasbar nehiyesinde Otuzikili taifesine mensup bir Mukaddem obası bulunmaktaydı (Bk. Tablo- 2). Otuzikili; Karabağ Türkmenlerinden olan bu taife, otuz iki oymaktan meydana geldiği için bu adla anılmıştır.[82] Bu teşekküle bağlı oymaklar, Karabağ, Gence, Revan, Tebriz ve Meraga’da hayat sürüyorlardı. Meraga’da yaşayan Halilvend kolu, 1736’da Nadir Şah tarafından Horasan’a sürüldü.[83] 1727’de Karabağ reayası olarak kaydedilen ve Gence vilayetinin merkez kazasına bağlı Şemkirbasan ve Şutürbasan nahiyeleri, Berda kazasının Bayat, Verende, İncerud, Haçin ve Çalaberd nahiyeleri ile Arasbar kazasında kışlayan ve Revan ile Tebriz vilayetinin Kapan Sancağı’nda yaylayan bu federasyona bağlı aşiret ve oymaklar şunlardı (Bk. Tablo- 3); Bayahmedli Aşireti; Gence’nin Şemkirbasan nahiyesinin Kedek Alikulu kışlağında Kırkağaç ve Şeyh Karanlık köylerinde kışlar, Tağlı Dağı’nın eteğinde yaylardı Diğer bir Bayahmedli grubu da Kedde tarafından gelip, Şemkir’in yaylalarında yaylar, Arran’da perakende halde kışlarlardı. Savalanlı Aşireti; Gence’nin Şutürbasan nahiyesinde Dirdevan köyünde kışlardı. Üçoğlan Oymağı; Yatalı, Hacıtar ve Köçevan çaylarının kenarında ve Hasankoca’da ziraat yapar, Revan’da Kırkpınar ve Yıkılmış’ta yaylar, Bayat ve Çalaberd’de kışlardı. Mafruzi Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Revan’da Alakolyeri, Çitkolu, Aralık, Çevilice ve Muhur’da yaylar, Yazır çayının kenarında ziraat yapardı. Haçin’de Gargarbaşı ve Alpagud’da yaylakları vardı. Gıyaslı Oymağı; Hasır’da kışlar, Kotan ve Keleki çaylarının kenarında ziraat yapardı. Karabaldır çayının kenarında ve Derdan köyünde yaşayanların yaylakları Alpagud, Kühistanyeri, Alaköy, Ardaş ve Binek adlı yerlerdi. Deliler Oymağı; Bayat’ta Hasaneken çayının kenarında kışlardı. Ayrıca, Gence’nin Şemkirbasan nahiyesinin Zamanbay ve Molla Kadim köylerinde hayvancılık ve ziraatle uğraşan bir başka grup vardı. Begselli Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Verende’de Hacıözü’nde kışlar, Honeşin, Toğtadaş, Alpagud, Katardaş ve Çakmak’ta yaylar, Okbulak ve Koşacıklar’da ziraat yapardı. Hacı Turali Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Bayat’ta Doyuran arkının kenarında kışlar, Alpagud’da Sargıbulak ve Hoşman adlı yerlerde yaylardı. Halil Fahreddinli Oymağı; Bayat’ta Akçabedi, Curban ve Muğur’da kışlar, Kotan, Kızıltepe, Börk ve Babalıçay’da kışlardı. Baranı Oymağı; Arasbar’da Sarısu, Baranı, Sağırbulak ve Hazun’da kışlardı. Şekerbegli Oymağı; Berda’da Zorkeran’da kışlar, Revan’da Kırkbulak ve Kızıltepe’de yaylardı. Karakoyunlu Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Arasbar’da Yarkemer’de kışlar, Revan’da Ramsaklı’da yaylardı. Mollalar Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Arasbar’da Hanarkı Taşkay’da kışlar, Tebriz’de Kapan’da Kocababa ve Karagöl adlı yerlerde yaylardı. Dögeri Oymağı; Hüseyinli’de kışlardı. Eymirli Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Arasbar’da Erişe ve Yolbaş adlı yerlerde kışlar, Tebriz’de Kapan Sancağı’nda Üçtepe adlı yerde yaylardı. Ozan Oymağı; Arasbar’da Erişe ve Yolbaş’da kışlayıp, Tebriz’de Kapan Sancağı’nda Üçtepe’de yaylar iken, 1727 yılı itibariyle Berda’da Bedhallafat köyünde kışlıyorlardı. Mehmedşahlı Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Berda’nın İncerud nahiyesinde İnce çayının kenarında ziraat yapardı. Buğdayözü Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Bayat’ta Düznek çayının kenarında ve Tosta adlı yerde kışlar, Revan’da Urnud adlı yerde yaylardı. Zengişalı Oymağı; Megaviz deresi yanında ve Alpagud’da Periçatıklı adlı yerde yaylar, Kür nehri kenarında Sadabad’ın karşısında kışlar, Celaberd nahiyesinde Hacözü adlı yerde ziraat yapardı. Atlıcalı Oymağı; Karabağ’a tâbi olup, Kür nehri kenarında Yastıyol ve Togayziyadlı’da kışlar, Revan’da Karahaç adlı yerde yaylardı. Begahmedli Oymağı; Bir oba, Kür nehrinin kenarında Karasu’da kışlar, Haçin’de Karasu ve Kabarta çayının kenarında ve Calaberd’de ziraat yapardı. Diğer bir oba, Revan’da Kilitözü, Derbend, Uzunhaç, Güzeltepe, Gelencevir ve Salimkervansarayı adlı yerlerde yaylar, Barde’de Gaklı, Molla Bedeli ve Nebatiyan, Kutehan köyünün Karaağaç ve Çukur, Celaberd’in Aldaş arklarının kenarında ziraatle uğraşırlardı. Ayrıca, Halha kazasının Tavus nahiyesinde kendi adlarını taşıyan köyde yaşayan bir oba bulunmaktaydı. Yosunduz Oymağı; Karabağa tâbidir. Peçenek; Oğuz boylarından birisi olup, asıl yurtlar Sir Derya nehrinin aşağı arazisiydi. 13. asırda Azeraycan’a geldiler. 1593’de Berda kazasında ve 1727’de Gence vilayetinin Ahıncı nahiyesinde küçük bir Peçenek obası yaşıyordu (Tablo- 2 ve 3). Rişteli/Reşteli; 1727 yılı kayıtlarına göre, Tebriz vilayetinin Dihcuarkân nahiyesinde obalar halinde yaşayan bir taifedir. Hazar Denizi’nin güney kıyısında, Elburz Dağlarının kuzeybatısında yer alan Gilan’ın Reşt yöresinden gelen bir Türkmen grubudur. Bu grubun; Hamzalu, Kethüdalı, Sutguzlu, Üçtepe ve Zireddinlü isimli oymakları vardı (Bk. Tablo- 12). Rişteli taifesinin toplam 100 hane, 25 bekar (525 kişi) nüfusu bulunmaktaydı. Rumlu; Safev Devlet’nin kuruluşunda etkin rol oynayan Türkmen gruplarından biriydi. 1593’de Gence’nin Gargar nahiyesinde Ekinci Urumlu ve İnce Urumlu adlı iki oba bulunmaktaydı. “el-i Rum” adı zamanla bozularak “Ayrûm” ismini almıştır.[84] 1727’de Ayrûm adlı obalar, Revan’ın Gerni nahiyesinde aynı adlı ve Şüregel’in Kalacık köyünde meskûndular (Bk. Tablo- 2 ve 10). Salur; Önemli Oğuz boylarından biri olan Salurların, büyük nüfus kitlesi Anadolu ve İran’da yaşarken, küçük birer oba Erdebil ve Revan’da yaşıyordu (Bk. Tablo- 1). Şah(ı) sevenler; Selçuklularından itibaren Azerbaycan’a yerleşen Türkmenlerden Safevîlere gönülden bağlı oymaklara Şah Abbas iltifat etmiş ve itibar göstermişti. Bunların, yaptıkları hizmet ve bağlılık Şah’ı etkilemiş, böylece onlara “Şahı-seven” adını vermiştir.[85] Şahsevenler, çeşitli taifelerden meydana gelmiş büyük bir federasyondu. Konar-göçer olup, yazın Halha, Erdebil ve Karabağ mıntıkalarındaki dağlarda, kışın da münbit ovalarda ve Aras kıyısında çadırlarda yaşarlardı. Bu federasyon bazı büyük kollara ayrılmıştı. Bu kollar şunlardı; 1- Erdebil’de yaşayanlara “Erdebil Şahsevenleri” adı verilirdi. 19. asır başlarında Erdebil ovalarında 8 bin Şahseven yaşıyordu. Aynı yüzyıl ortalarında Erdebil ve Mişkin[86] bölgelerinde bin çadırlık Şahseven grubu hayat sürüyordu.[87] 2- Meraga civarında yaşayanlara da “İnanlu (İnallu) Şahsevenleri” denirdi. 3- Karadağ’da yaşayanlara “Karadağ Şahsevenleri” denirdi. Karahanlu, Karaçorlu, Kul Beğlü, Mehmed Hanlu, Hüseyneglü, Çalbeyanlu, Hoca Alilü, Koca Beglü, Hacı Hocalu, Nevruzlu, Geyiklü, Alarlu, Yurteci, İsa Beglü, Rıza Beglü, Deklanlu, Tursun Hocalu, Aşranlu, Hamslu ve Şatırlu aşiretleri, Karadağ Şahsevenlerinin önemli obalarıydı. Yaz aylarında havalideki yaylalara çıkıp, kış aylarında ovalara inen bu obalar, özellikle Aras nehri kıyısında çadırlarını kurarlardı.[88] 19. asır ortalarında Karadağ bölgesinde 800 çadırlık bir grub bulunmaktaydı.[89] 4- Yazın Karasu vadisinde, kışın da Mugan’da oturanlara “Sebelân Şahsevenleri” adı verilirdi. Bunların en önemli aşiretleri; Kara Kasımlı,[90] Delikanlu, Tekle, Kuzatlu, Yurtçu, Pulatlu, Şeyhlü’dür. Bunların yirmi bin çadırı vardı.[91] Mugan Şahsevenleri, 1709 yılında Safevî Devleti’ne karşı isyan etti.[92] 1726’da da Arasbar kazasında Aşağı Balanurku, Mehmedcelil ve Ebulfettan köylerinde yaşayan Hacı Alili aşireti ile beraber 15 bin Şahseven, Kebirli ve Kengerli, Osmanlılara karşı şekavet hareketine girişti.[93] Bunun üzerine devlet, 16 haneyi (80 kişi) Mugan’a yerleştirdi.[94] Mugan’da yaşayan Şahseven aşiretleri, 1736-1746 yılları arasında cereyan eden Şah Nadir zulmü sırasında zorla Horasan’a göç ettirildi.[95] 5- Mişkin bölgesinde yaşayanlara “Mişkin Şahsevenleri” adı verilirdi. Kocabeglü, Hacı Hocalu, Beğdilli, Ağaçerilü, Yedi-Oymak, Zergerlü, Çakırlu, Ilhıçı, İnallu, Karamanbegü gibi obalar bu taifeyi oluşturuyordu. 6- Azerbaycan’ın güneydoğusunda Zencan bölgesinde yaşayan gruba “Deviran Şahsevenleri” adı verilirdi. 7-Irak-Acem bölgesinde yaşayanlar da “Bağdadî Şahsevenleri” ismiyle anılırdı.[96] Şahsevenlerden ayrılan İri oymak, Livanlu, Delikanlu, Amulu gibi bazı taifelerde Meyâne ve Garmerûd civarlarında yaşıyorlardı. 1814 yılı itibariyle, yalnız Tebriz-Zencan hattında Haştarûd, Garmerûd, Meyâne bölgelerinde konar-göçer hayat süren yaklaşık elli bin çadırdan oluşan bir Şahseven topluluğu vardı. Azerbaycan coğrafyasında Şahsevenlerin kurduğu 130 kadar köy bulunmakta olup, bu köyler, aşiret isimleriyle anılmaktadır.[97] Erdebil, Halhal ve Mugan bölgelerinde yaşayan Şahseven grubları, Erdebil Hanlığı’nı kuran Nazarali Han Şahseven tarafından birleştirilmesiyle Azerbaycan’da siyasî bir güç haline geldi. Savalan yaylakları ile Mugan arasında konar-göçer hayat süren Şahseven aşiretlerinin göçmeleri, 1828 Türkmençay anlaşmasına göre, Rusya ile İran arasında yasaklandı.[98] 1727 yılında Gence vilayetinin, Gencebasan, Şemkürbasan, Tavus ve Arasbar nahiyelerinde obalar halinde yaşayan Şahseven taifesine bağlı Hacı Alilü aşiretinin bir obası, Manzurlu ve Girzanlı’da kışlar, Karakaya ve Göyçeli’de yaylardı. Bir obası da, Tağlı Dağı ve Kızılcabaş’ta yaylar, Eylemezin ve Anbarlı’da kışlardı. Diğer obası Sorluk’ta kışlar, Şemkür’de yaylardı. Arasbar obası az sonra Mugan’a göç etti. Gencebasan nahiyesinde Kuşkara köyünde de hayvancılık ve ziraatle uğraşan bir Şahseven grubu bulunmaktaydı (Bk. Tablo- 3). Şamlu; Safevî Devletinin kuruluşunda etkin rol oynayan Türkmen gruplarından biriydi. Şeyh Cüneyd’le birlikte yaşadıkları Haleb-Antep bölgesinden Azerbaycan’a göçettiler.[99] Revan, Makü, Erdebil ve Gence’nin Gencebasan nahiyesinde Şamlulara (Dımaşklı) tesadüf edilmektedir. 1727’de Gence’de Şamkürek çayının kenarındaki Şamyeri ve Makü’de Türkân, Dik, Kara Hasanlı, Mezra, Meydan, Karakilise, Cancan, Ozanlı ve Muratverdi köylerinde oturuyorlardı. Meraga’dan Makü’ye gelen bir Şamlu aşireti de Meraga Dımaşklı adını verdikleri köyde yaşıyordu. Revan Şamluları, Aralık ve Hayderik nahiyelerinin Muradverdi, Güllüce, Hatunkehriz, İsahan, Molla Halil, Derebeg, Begengân, Sukutlu, Hacı İslâm, Begköyü, Ahırgân ve Sugünlü köylerinde hayat sürüyordu. Şamlu boyunu oluşturan obalar; Beğdilli, İnallu (İnanlu), Hudebende, Avcı, Balabanlu, Biçerlü, Acirlü, Arablı, Arabgirlü ve Kerametlü’ydü.[100] 1593’de Gence’nin Şemkir Arran’ında bir Avcılu aşireti bulunuyordu. 1727’de Erdebil’in Kermerud kazasının Pervane nahiyesinde bir Biçerli obası, Revan’ın Iğdır ve Gerni nahiyelerinde Karamemet köyünde Arapkirli obaları yaşıyordu. Şamlu teşekkülerinden biri de Arablı[101] taifesiydi. Aslen Beğdilli boyundan olan Arablı taifesine bağlı obalar, Erdebil (Heşterud nahiyesinin Arablı köyü), Gence (Berda kazasının Arablı köyü), Makü (Arablı köyü) ve Urmiye (Benaberuç nahiyesinin Pirçavuş, Begen ve Pircevad/Çakır köyleri) bölgelerine dağılmıştı (Tablo-1, 2, 3, 5, 10, 13). Şah Abbas Devri’nde Şamlular devletin en itibarlı boylarından biri oldu. Şah Abbas, mühim emirliklere bu boyun beylerini tayin etti. Onun halefi Şah Safî zamanında da (1628-1642) bu itibarlarını devam ettirdiler. Ancak, 18. yüzyılda zayıf düşmüşler ve eski itibarları kalmamıştır. Bundan sonra İnallu gibi bir kısım obalar Şahsevenlere katılarak varlıklarını devam ettirdiler.[102] Azerbaycan’da 19. yüzyıl başlarında 3 bin hane, asrın ortalarında Karadağ bölgesinde iki yüz hane Beğdilli yaşıyordu.[103] Şekakîler; Timur tarafından bölgeye getirilip yerleştirildiği öne sürülen bu grup, Meyâne’nin kuzeyinde Germerûd ve Serab havalisinde sakindi. Germerûd’ta bulunanların bir kısmı konar-göçerdi. Bu mıntıkada Şahsevenler ile birlikte yaşadıklarından kimi zaman Şahsevenlerden, kimi zamanda Ekrad taifesinden sayılmışlarsa da özbe öz Türkmendirler. Şakakî federasyonu, Mehmed Rızalu, Begzâde, Cafer Hanlu, Eskanlu, Begzâde-i Serab, İzzeddinlü, Kelaranlu, Vermezyar, Şemganlu Talib, Gulaman ve Şabanlu gibi taifelerden oluşuyordu.[104] 1831 yılında Tebriz-Erdebil arasında yaşayan Şakakîler 60 bin aile kadardı.[105] Ulu Hıtaylar; Sarı Nehir ile Çin Seddi arasındaki Hıtay[106] bölgesinden Cengiz Dönemi’nde Tebriz’e göç eden Uygurlardan bir kabiledir. Tebriz’in bir nahiyesi bunların adıyla tesmiye olunmuştu. 1727’de Ulu Hıtay, Mir Alilü, Molla Ahmedlü, Pirhanlu ve Şeyh Hasanlu obalarından oluşuyordu (Tablo- 12). Ustaclu; Safevî Devleti’nin kuruluşunda önemli rol oynayan Ustacalular Bingöl çevresinde iken Şah İsmail’e katıldılar. Bunlara bağlı aşiretler; Çavuşlu, Şeyhler, Kengerli, Şereflü, Kerempa, Koçulu, Sofulu, Mahi Fakihlü, Karahisarlu, Kızıllu, Damlu ve Gözübüyüklü’dür.[107] Tahrir kayıtlarında bu aşiretlerden Sofulu (Haçin/Gence), Karahisarlu (Şerür/Revan), Kızıllu(ca) (Serab/Erdebil, Kavdan/Meraga, Ermuy/Revan), Çavuşlu (Serab/Erdebil) ve Damlu’ya (Hadamlu, Erdebil- Damdavdekli, Ovacık/Hoy) rastlanmaktadır (Bk. Tablo- 1, 3, 4, 6 ve 9). 19. yüzyıl başlarında Azerbaycan’da 3 bin Ustacalu yaşıyordu.[108] Varsaklar; Varsaklara bağlı bazı aşiretler, Şeyh Cüneyt’e bağlanarak onunla birlikte 1456’da Uzun Hasan’a katıldılar.[109] Daha sonra İran’a geçerek, Erdebil tekkesinin hizmetine girdiler. Bu Varsaklar, diğer Anadolu Türklüğüyle birlikte Safevî Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynadılar. 1500 tarihinde Şah İsmail’in Anadolu’ya gelmesi üzerine bir kısım Varsak daha Erzincan dolaylarında ona katıldılar.[110] Çukurova’yı yurt tutmuş iken, Azerbaycan coğrafyasına göç eden Varsak aşiretlerinden bazıları Arıklı, Ozanlu, Sarubeglü ve Toguz’dur. Bunlar, Varsakların Kusun boyuna mensuptular.[111] Arıklı; 1727’de Gence’nin Şemkirbasan nahiyesinde Artapa ile Hünesin arasında yaylayıp, Köhneli köyünde kışlayan ve Halha kazasında Toprakkale’de kışlayıp, Karakaya’da yaylayan iki grubu vardı (Bk. Tablo- 3). Sarubeglü; 1727’de Urmiye’nin Belde nahiyesine bağlı Seydî Kuşi, Lütuf, Kultıbaş ve Çöptüraş köylerinde yaşıyorlardı (Bk. Tablo- 13). Toguz; III. Murat Devri’nde Tebriz’in Sarıkurgan kazasının Ahneci nahiyesinde aynı adlı köyde bir oba yaşamaktaydı. 1727’de Meraga’nın Ahneci ve Revan’nın Gerni nahiyelerinde aynı adlı köylerde yaşayan iki Toguz obası vardı (Bk. Tablo- 6,10 ve 11). Tiflis vilayetinin Ağçakal’a nahiyesinde Varsakların Ulaş boyuna mensup Büyük, Küçük ve Orta Ulaşlı adlarıyla anılan aşiretler yaşamaktaydı.[112] Yazır; Azerbaycan coğrafyasında Gence bölgesinde Yazır boyunun adını taşıyan bir çay vardı. Otuzikili aşiretlerinden Mafruzî boyu bu çayın kenarında ziraat yapardı (Bk. Tablo- 3). Yıva; Yıva Oğuzları, Seyhun boylarından Avşar ve Salgurlarla birlikte 1130’da İran ve Urmiye bölgesine göç etmiştir. 1230’lu yıllarda Moğol istilasının başlaması üzerine diğer Azerbaycan Türkmenleriyle birlikte büyük nüfus kitlesi batıya gitmiştir. Safevî Devri’nde Kaçar obaları arasında bir Yıva obasına tesadüf edilmektedir.[113] Nitekim, 1593 tarihli kayıtlara göre, bazı küçük oymaklar Gence vilayetinin Şemkir nahiyesi, Karaağaç ve Berda kazalarında yaşamaktaydı. Bir oba da Kaçar taifesine bağlı oymaklar arasında zikredilmiştir. Bunlar Yıvalı Kaçarlı, Yıva Kaçar ve Taylı Yıvalân oymaklarıdır (Bk. Tablo- 2). Hatta, ünlü Kaçar beyi İmam Kulu Han, Yıva Kaçarlı obasına mensuptur.[114] Yigirmidörtlüler; Kaçar obaları arasına sonradan katılmış bir boylar federasyonuydu.[115] 1593’de Gence ve Berda Sancaklarının muhtelif nahiyelerinde meskûn olan bu ulusa; Alişarlı, Sarıhacılu, Bahşayışlu, Tüllü, Bahtiyarlu, Tokacılu, Dedehalillü, Tubilü, Yüreki, Molla Alilü, Seydi Zenk, Alpavut, Yasavullu, Derebeglü, Göde Ahmedlü, Gökçekli, Peyre Mahmudlu, Sarı Hacılu, Varvan, Zend aşiretleri bağlıydı. Bu aşiretlerin vergi gelirleri Sultan haslarına ayrılmıştı. Yasavullu aşiretinin, 1727’de Berda’nın Divanabadan köyünde yaşadığı görülmektedir (Bk. Tablo- 2 ve 3). Yüregir; Çukurova ve Halep Türkmenleri arasında büyük bir nüfus kitlesi bulunan Oğuz boyu Yüregirlerden bir oba, tahminen Dulkadirlü ulusu ile birlikte Azerbaycan’a göç etmiş ve Gence’nin Zegem bölgesine yerleşmiştir (Bk. Tablo- 2). Yrd. Doç. Dr. Ali Sinan BİLGİLİ, Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi / Türkiye # Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 7 Sayfa: 22-43 ■ Dipnotlar : [1] Ramazan Şeşen, İslâm Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, Ankara 1998, s. 3; Z. Velidî Togan, “Azerbaycan”, İslâm Ansiklopedisi (İA), C. II, s. 97-100. [2] İbn Hişam’a ait bu söz için bk. Firidun Ağasıoğlu, Azer Halkı, Bakı 2000, s. 10 ve Osmanlı Devleti İle Azerbaycan Türk Hanlıkları Arasındaki Münâsebetlere Dâir Arşiv Belgeleri, Karabağ-Şuşa, Nahçivan, Bakü, Gence, Şirvan, Şeki, Revan, Kuba, Hoy-I (1578-1914), Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara 1992, s. 5. [3] Geniş bilgi için bk. Saleh Muhammedoğlu (Aliev), “Azerbaycan Türklerinin Etnik Menşeine Dair Üç Ana Görüşün Eleştirisi”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, sayı; 116, (İstanbul 1998), s. 91-104; Azerbaycan Tarihi, (En Kadim Zamanlardan XX. Asradek), (Redaktör; Z. M. Bunyadov-Y. B. Yusufoav), Bakı 1994, s. 228-231. [4] Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekâyinamesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli, (Çev. H. D. Andreasyan, Notlar; E. Dulaurer, Çev. M. H. Yinanç), Ankara 1987, s. 49-50. [5] Azerbaycan Tarixi, (Redaktör; Süleyman Aliyarlı), Bakı 1996, s. 214-216; M. Fahrettin Kırzıoğlu, “1593 (H. 1001) Yılı Osmanlı Vilayet Tahrir Defterleri’nde Anılan Gence-Karabağ Sancakları ‘Ulus’ ve ‘Oymak’ları”, Atatürk Üni. Edebiyat Fak. Araştırma Dergisi Ahmet Ceferoğlu Özel Sayısı, sayı: 10, (Ankara 1979), s. 201. [6] Mirza Bala, “Erdebil”, İA, c. 4, s. 290. [7] Togan, “Azerbaycan”, s. 101; Aynı Yazar, Umumî Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1970, s. 199. [8] Kırzıoğlu, “Gence-Karabağ Sancakları ‘Ulus’ ve ‘Oymak’ları”, s. 201. [9] Argun, Orta Asya’dan göç eden kesif bir Türkmen kitlesini Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya nakletti. Türkmenlerin bu topraklara göçmesini cazibeli hale getirmek için de Gazan Han, beylere iktâlar dağıttı Hülagu bu ülkeyi Türk-Moğol yurdu haline getirme politikası güderek; Halep ve Şam Türkmenlerini göç ettirdi (Bk. Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 276-282, 295-296; Bertold Spuler, İran Moğolları, (Çev. C. Köprülü), Ankara 1987, s. 105; Mehmet Eröz, Yörükler, İstanbul 1991, s. 244; Togan, “Azerbaycan”, s. 104; Faruk Sümer, “Azerbaycan’ın Türkleşmesi Tarihine Umumî Bir Bakış”, Belleten, XXI/83, (Ankara 1957), s. 435-443; Bala, “Erdebil”, s. 296. [10] Ağasıoğlu, Azer Halkı, s. 15; Togan, “Azerbaycan”, s. 94. [11] Togan, “Azerbaycan”, s. 104, 107; İsmail Aka, Timur ve Devleti, Ankara 1991; Nasib Nasibli, “Osmanlı-Safevi Savaşları ve Azerbaycan”, Azerbaycan Tarixinin Çağdaş Problemleri, (Redaktör; Hamlet İsaxanlı), Bakı 2000, s. 233; Sümer, “Azerbaycan’ın Türkleşmesi”, s. 443-444; John E. Woods, Akkoyunlular, Aşiret, Konfederasyon, İmparatorluk, 15. Yüzyıl Türk-İran Siyaseti Üzerine Bir İnceleme, (Çev. S. Özbudun-Ek; N. Sakaoğlu), İstanbul 1993; Saim Savaş, “XVI. Asırda Safevîlerin Anadolu’daki Faaliyetleri ve Osmanlı Devleti’nin Buna Karşı Aldığı Tedbirler”, Uluslararası Kuruluşunun 700. Yıl Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanlı Devleti Kongresi (1999), Konya 2000, s. 184. [12] Mirza Bala, “Hoy”, İA, c. 5, s. 572. [13] Woods, Akkoyunlular, s. 97. [14] Geniş bilgi için bk. İsmail Aka, Timurlular, Ankara 1995. [15] Faruk Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, Ankara 1976, s. 1-56. 1514’de Safevîlerin Diyarbakır valisi Ustaclu Muhammed, bölgedeki aşiretleri yanına alarak Azerbaycan’a götürmüştür İdrîs-i Bidlisî, Selim Şah-nâme, (Haz; Hicabİ Kırlangıç), Ankara 2001, s. 162. Şah İsmail Erzincan’a geldiğinde 7 bin nefer Türkmen kendisine katıldı [Azerbaycan Tarihi, (Red; Bunyaduv, ), s. 399]. [16] Adel Allouche, Osmanlı-Safevî İlişkileri, Kökenleri ve Gelişimi, (çev. Emin Dağ), İstanbul 2001, s. 59-60, 70; Mazlum Uyar, “Safevîler Öncesi İran’da Tasavvuf ve Safevî Devleti’nin Ortaya Çıkışı”, Akademik Araştırmalar Dergisi, 7-8, (İstanbul 2001), s. 85-98. [17] R. Paul Lindner, Orta Çağ Anadolusu’nda Göçebeler ve Osmanlılar, (Çev. M. Günay), Ankara 2000, 171-172. [18] Togan, “Azerbaycan”, s. 112. [19] Devlet yönetiminde Şiîliğin etkisi için Mehmet Saray, Türk-İran Münasebetlerinde Şiiliğin Rolü, Ankara 1990. [20] Allouche, Osmanlı-Safevî İlişkileri, s. 146; Sümer, Safevî Devleti, s. 149; Efendiyev, Azerbaycan Safeviler Dövleti, s. 59-62; H. Memmedov Karamanly, “XVI-XVIII Yüzyıllar Osmanlı- Safevî Savaşları”, Yeni Türkiye Osmanlı Özel Sayısı, (Ankara 1999), c. 1, s. 502-503. [21] Bekir Kütükoğlu, Osmanlı-İran Siyasî Münâsebetleri 1578-1590, s. 27, 152, 191-192; Oqtay Efendiyev, Azerbaycan Safeviler Dövleti, Bakı 1993, s. 132-179; M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas-Elleri’ni Fethi (1451-1590), Ankara 1993, s. 369-370; Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarca’ya”, Osmanlı Devleti Tarihi, Devlet ve Toplum, C. I, s. 39; Karamanly, “Osmanlı-Safevî”, s. 504. [22] Sümer, Safevî Devleti, s. 148, 168, 192, 199; Orhan Yeniaras, Karapapak ve Terekemelerin Siyasi ve Kültür Tarihine Giriş, İstanbul 1994, s. 43-45 [23] Karamanly, “Osmanlı-Safevî”, s. 505. [24] John R. Perry, “Forced Migration in Iran during the Seventeenth and Eighteenth Centuries”, Iranian Studies, C. VIII, Autumn 1975, N. 4, s. 202-208. [25] 1635’de Revan’ı ele geçiren IV. Murad, 4-5 bin Şiîyi şehirden sürdü (Karamanly, Osmanlı- Safevî, s. 505). [26] Togan, “Azerbaycan”, s. 113-114; Arşiv Belgeleri, s. 35. [27] Karamanly, “Osmanlı-Safevî”, s. 505. [28] Tahrir teşebbüsü 1591-1593 döneminde de yapılmıştır. Bu dönemde Tebriz, Gence ve Revan vilayetleri tahrir edilmiştir. Ardından 1724-1727 tahriri yapılmıştır. Bu araştırmanın temel kaynağı olan bu tahrir defterleri şunlardır; Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Tapu-Tahrir Defterleri (TTD), nr. 633, 645, 699, 895, 898, 901, 902, 903, 904, 905, 907, 908, 909, 910, 911. Bu defterlerde “hali an er-reâyâ” tâbirine sık rastlanması aşiretlerin topraklarını terk edip geri dönmediklerini gösteriyor. [29] Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, (Redaktör; H. Dursun Yıldız), İstanbul 1988, C . 9, s. 563. [30] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 497-498. [31] H. D. Halilov, Karabağ’ın Elat Dünyası, Bakı 1992, s. 21. [32] Büyük İslâm Tarihi, c. 9, s. 569. [33] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 509-511. [34] Geniş bilgi için bk. Karamanly, “Osmanlı-Safevî”, s. 506-507. [35] Togan, “Azerbaycan”, s. 115; Azerbaycan Tarihi, (Red; Bunyadov), s. 569-597. [36] Bölgenin Türklüğü hakkında bk. Aziz Elekberli, Gedim Türk-Oğuz Yurdu “Ermenistan”, Bakı 1994. [37] Lindner, Göçebeler ve Osmanlılar, s. 168-169. [38] Halilov, Karabağ’ın Elat Dünyası, s. 61. [39] Şeşen, Türk ülkeleri, s. 180. [40] Sümer, Safevî Devleti, s. 5; Woods, Akkoyunlular, s. 325; Sümer, “Azerbaycan’ın Türkleşmesi”, s. 444. [41] Woods, Akkoyunlu, s. 97; Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 318-322; Anadolu için bk. Tufan Gündüz, Anadolu’da Türkmen Aşiretleri, “Bozulus Türkmenleri 1540-1640, Ankara 1997. [42] Sümer, Oğuzlar, s. 359. [43] Faruk Sümer, Kara Koyunlular I, Ankara 1984, s. 27; Aynı Yazar, Safevî Devleti, s. 197; Asker Zahidov, Gence (Tarihi Ma’lumatlar, Fakıtlar ve Tapıntılar), Gence 1998, s. 34. Bu taife 1467’den sonra Akkoyunlulara katıldı (Bk. Woods, Akkoyunlu, s. 326). [44] BOA, TTD 633, “Kanunnâme”. [45] Reşidbey İsmayilov, Azerbaycan Tarihi, Bakı 1993, s. 22; Sümer, Safevî Devleti, s. 56, 98, 188 vs.; Togan, “Azerbaycan”, s. 101, 112; İran Tetkik Raporu, s. 44-45; Woods, Akkoyunlular, s. 325. [46] Avşarlar hakkında bk. Sümer, Oğuzlar, s. 220-223, 354, 361. [47] Sümer, Safevî Devleti, s. 55, 106, 139, 192 vd.; Aynı Yazar, Oğuzlar, s. 181; İran Tetkik Raporu, s. 46; İsmayilov, Azerbaycan Tarihi, s. 21. [48] İran Tetkik Raporu, s. 46; İsmayilov, Azerbaycan Tarihi, s. 21.49 Şam Bayatı, [49] Dulkadir ilindendi (Bk. Gündüz, Bozulus Türkmenleri, s. 56). [50] Sümer, Oğuzlar, s. 187, 357. [51] Tiflis Eyaletinin Mufassal Defteri, Borçalı ve Kazak (1728. il), (Şahin Mustafayev-redaktör, H. Memmedov), Bakı 2001, s. 43. [52] Togan, “Azerbaycan”, s. 93. Sümer bu nüfusu 6 bin-8 bin kişi olarak vermektedir (Oğuzlar, s. 359). [53] Sümer, Oğuzlar, s. 194-195. [54] Tiflis Eyaletinin Mufassal Defteri, s. 86. [55] Sümer, Safevî Devleti, s. 48, 178. [56] Sümer, Oğuzlar, s. 255. [57] İran Tetkik Raporu, s. 48. [58] Büyük İslâm Tarihi, C. 9, s. 567-572. [59] Tiflis Eyaletinin Mufassal Defteri, s. 89-90. [60] Togan, “Azerbaycan”, s. 93; Sümer, Oğuzlar, s. 355. [61] Geniş bilgi için bk. Sümer, Karakoyunlular, s. 19-32; Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 313-317. [62] Togan, “Azerbaycan”, s. 93. [63] İran Tetkik Raporu, s. 47. [64] Sümer, Kara Koyunlular, s. 23-24; Aynı Yazar, Oğuzlar, s. 264; Azerbaycan Tarihi, (Red: Bunyadov), s. 359. [65] Sümer, Oğuzlar, s. 361. [66] Sümer, Karakoyunlular, 26-27; Woods, Akkoyunlular, s. 336. [67] Tiflis Eyaletinin Mufassal Defteri, s. 59-60, 63-64. [68] Mirza Bala, “Kara-Papak”, İA, c. 6, s. 330-331; Fahrettin Kırzıoğlu, “Khazarların Borçalı ve Kazak Boylarından Oluşan Karapapaklarda Çağımızda İnsan-Heykelli Kabirtaşı Yapma Geleneği”, Türk Kültürü Araştırmaları, XXXI/1-2, (Ankara 1995), s. 229-251; Orhan Yeniaras, Karapapak ve Terekemeler, s. 17; İran Tetkik Raporu, s. 46. Karapapakların soyunu Hazar Türklerine bağlayanlar (Bk. Zahidov, Gence, s. 35) olduğu gibi, bunların Peçenekler ile Kıpçakların karışımından meydana gelmiş bir teşekkül olduğunu (Esmed Muhtarova, Türk Halklarının Tarihi, Bakı 1999, s. 230; Rasovski, “Eski Rus Tarihinde Karakalpakların Rolü”, Ülkü Halkevleri Dergisi, X/57, (Ankara 1937), s. 248; P. P. İvanov, “Karakalpakların Tarihine Dair Materyaller”, Ülkü Halkevleri Dergisi, XI/65, (Ankara 1938), s. 418) söyleyenlerde bulunmaktadır. [69] İran Tetkik Raporu, s. 46. [70] Bala, “Kara-Papak”, s. 331; Sümer, Oğuzlar, s. 361; İran Tetkik Raporu, s. 47. [71] Zahidov, Gence, s. 27; G. Geybullayev, Kadim Türkler ve Ermenistan, Bakı 1989, s. 125. [72] Tiflis Eyaletinin Mufassal Defteri, s. 45. [73] Zahidov, Gence, s. 27. [74] Sümer, Safevî Devleti, s. 164; Aynı Yazar, Oğuzlar, s. 354. Bir başka görüş, Kengerlerin Peçeneklerin veya Kıpçakların bir boyu olduğudur. Bu görüşe göre, Kengerler 4-5. asırda Nahçivan’a gelmişler, Orta Çağ boyunca Revan bölgesinde yaşamışlardır. 1766’da Gürcü saldırılarının artması üzerine bir grup Kazak ile birlikte Karabağ’a göç etmişlerdir (Bk. Zahidov, Gence, s. 26; Geybullayev, Kadim Türkler, s. 125; Ebülfez Amanoğlu, “16-18. Yüzyıl Osmanlı Kaynaklarına Göre Güney Kafkaslar’da Yer İsimleri”, Kök Araştırmalar, (Ankara 2000), Osmanlı Özel Sayısı, s. 91). [75] Togan, “Azerbaycan”, s. 93; Sümer, Oğuzlar, s. 356; Zahidov, Gence, s. 27. [76] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 673-674. [77] Amanoğlu, “Güney Kafkaslar’da Yer İsimleri”, s. 92. [78] Muganlu Türkmenlerinin geçmişini Hunlara kadar götürenler de vardır (Bk. Zahidov, Gence, s. 37). [79] Tiflis Eyaletinin Mufassal Defteri, s. 47, 48, 74, 83, 176. [80] Sümer, Oğuzlar, s. 358. [81] Togan, “Azerbaycan”, s. 93; İran Tetkik Raporu, s. 45; Sümer, Oğuzlar, 355, 361; Aynı Yazar, Safevî Devleti, s. 154, 199. [82] Sümer, Safevî Devleti, s. 119, 131, 153, 198-199. [83] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 497. [84] Kırzıoğlu, Osmanlılar’ın Kafkas-Elleri’ni Fethi, s. 348. [85] İsmayilov, Azerbaycan Tarihi, s. 20. [86] Mişkin bölgesinde Türkmen mevcudiyeti İlhanlılar Devri’ne kadar iner. Mişkin Türkmenleri, yedi şehirden ibaret bir vilayet halinde yaşamakta idi (Bk. Bala, “Erdebil”, s. 296). [87] Togan, “Azerbaycan”, s. 92. F. Sümer bu nüfusu 3 bin kişi olarak vermektedir (Oğuzlar, s. 357-358, 361). [88] İran Tetkik Raporu, s. 43-44. [89] Sümer, Oğuzlar, s. 361. [90] İsmayilov, Azerbaycan Tarihi, s. 20. [91] Togan, “Azerbaycan”, s. 93. [92] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 467. [93] T. Mustafazade, Azerbaydjan i russko-turetskiye otnoşeniya v I treti XVIII veka, Bakı 1993, s. 152. [94] BOA, TTD 903, s. 532-533. [95] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 497. [96] İran Tetkik Raporu, s. 44. [97] İsmayilov, Azerbaycan Tarihi, s. 20. [98] Azerbaycan Tarixi, (Red; Aliyarlı), s. 509, 670. [99] Sümer, Safevî Devleti, s. 172; Efendiyev, Azerbaycan Safeviler Dövleti, s. 193. [100] Sümer, Safevî Devleti, s. 173; Aynı Yazar, Oğuzlar, s. 232; Woods, Akkoyunlular, s. 327. [101] Dulkadir iline mensup aşiretlerdendir (Bk. Gündüz, Bozulus Türkmenleri, s. 51). [102] Sümer, Oğuzlar, s. 232-234. [103] Togan, “Azerbaycan”, s. 93; Sümer, Oğuzlar, s. 361. [104] İran Tetkik Raporu, s. 47. [105] Togan, “Azerbaycan”, s. 93. [106] Ahmet Taşağıl, “Hıtâynâme”, TDVİA, c. 17, s. 405. [107] Sümer, Safevî Devleti, s. 160-168; Azerbaycan Tarihi, (Red; Bunyadov, s. 399). [108] Sümer, Oğuzlar, s. 359. [109] Aşıkpaşa-zâde, Tevârih-i Al-i Osman, (Neş. Ali Bey), İstanbul 1332, s. 264-266; Walther Hinz, Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd, (çev. Tevfik Bıyıkoğlu), Ankara 1992, s. 16-36. [110] Sümer, Safevî Devleti, s. 3, 18-19. [111] Varsaklar hakkında geniş bilgi için bk. Ali Sinan Bilgili, Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri, Ankara 2001, s. 188; Aynı Yazar, “Osmanlı’ya Karşı Bir Türkmen Boyu; Tarsus Türkmenleri”, Yeni Türkiye Osmanlı Özel Sayısı, C. 4, Ankara 1999, s. 170-179. [112] Tiflis Eyaleti Mufassal Defteri, s. 168. [113] Sümer, Oğuzlar, s. 264, 267. [114] Sümer, Oğuzlar, s. 267. [115] Sümer, Safevî Devleti, s. 188. # https://www.altayli.net/azerbaycan-turkmenleri-tarihi.html/4 | |
|